Takibe konu ilamda faize ilişkin bir hüküm ve dolasıyla faizin başlangıç tarihinin yer olmaması halinde, borçlunun temerrüde düşürüldüğü tarihin ‘faiz başlangıç tarihi’ olacağı-
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, icra müdürlüğünce İİK’nın 24. maddesi uyarınca rayiç bedelin tespiti amacıyla … Ticaret Odasın’dan aracın değerinin sorulması üzerine Ticaret Odası tarafından aracın değerinin 300.700,00-TL olabileceğinin bildirildiğini, Ticaret Odası tarafından ilama konu 2014 model araç yerine 2020 model araç değerinin bildirildiğini, aracın kendilerine teslim edilmediği için değerine faiz işletilemeyeceğini, hasar nedeniyle değer kaybı hesabı yapılması gerektiğini ileri sürerek kıymet takdiri yapılmasını talep ettiği, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu şikayetin kabulü ile ilama konu taşınırın kıymetinin 284.680,00-TL olarak tespitine, tespit tarihinden veya ayıplı aracın davacı borçluya teslimi/teslim için hazır bulundurulduğuna ilişkin ihtarın tebliğinden hangisi sonra ise o tarihten itibaren tespit edilen bedele faiz yürütülmesine karar verildiği, taraflarca ilk derece mahkemesine karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
HMK’nın ”Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ”Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” hükmüne yer verildiği, aynı Kanun’un 297/1-c maddesinde ise kararın; “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” içermesi gerektiği belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E.-1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması zorunludur.
Somut olayda, alacaklı tarafından borçluya aracın teslimi hususunda 31.12.2020 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, borçlu tarafından belirtilen bu ihtarname içeriğine … 14. Noterliği 08.01.2021 tarih 00291 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiği, bu kez alacaklı tarafından 11.02.2021 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, borçlu tarafından belirtilen bu ihtarname içeriğine de … 14. Noterliği 18.02.2021 tarih 01937 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Takibe konu ilamda faize ilişkin bir hüküm ve dolasıyla faizin başlangıç tarihi yer almadığına göre, borçlunun temerrüde düşürüldüğü tarih faiz başlangıç tarihi olacaktır. Mahkemece yukarıda belirtilen ihtarnamelerin içerikleri de incelenerek temerrüt oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, oluşmuş ise temerrüt tarihinin tespiti ile faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekirken, bu husus taraflar arasında ihtilaflı olduğu halde, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmadığı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verildiği görülmektedir.
O halde, mahkemece, HMK’nın 26 ve 297. maddelerine uygun olarak, her türlü tereddütten uzak, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar belirtilmek suretiyle açık ve net bir şekilde hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüte yol açacak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, … Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi’nin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 28.04.2022 tarih ve 2021/1239 E. – 2022/858 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 29.04.2021 tarih, 2020/150 E. – 2021/165 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de, Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 02.03.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 02.03.2023 T. E: 2022/8311, K: 1342