T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2021/3477
KARAR NO: 2021/7525
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : 2020/482-2020/2694
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçluların örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurusunda, takip konusu senedin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmiş, borçlular ve alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
Takip dayanağı bonoların tanzim tarihleri itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nun 688. maddesindeki unsurları tam olarak taşımaları nedeniyle kambiyo senedi niteliğinde bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, takip konusu bonolar yönünden, 6762 sayılı TTK’nun 690. maddesi göndermesiyle aynı Kanun’un 661. maddesinin uygulanması gerekir. TTK’nun 661/l maddesi gereğince, poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren üç yıldır.
Öte yandan, 6762 Sayılı TTK’nun 614. maddesi uyarınca ”Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olur.” Bu itibarla, avalist, lehine aval verilen hangi şartlar altında mesul tutuluyorsa,aynı şartlar altında mükellef olur. Zamanaşımı süreleri bakımından da durum aynı olup;poliçeyi kabul eden muhatap (bonoyu düzenleyen keşideci) lehine aval veren kimsenin borcu, TTK’nun 661/l. maddesine göre üç yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Somut olayda, lehtar alacaklı tarafından keşideci lehine aval veren davacı borçlular hakkında icra takibi yürütüldüğü, bonoların vade tarihinin 30.08.2010 ve 30.09.2010 olduğu, takibin 03.03.2011 tarihinde başlatıldığı, takip başlangıç tarihi ile 02.12.2015 tarihi arasında müteaddit defalar ödeme emri gönderilmesinin talep edildiği ancak tebligatların tamamının tebliğ edilemeyerek iade edildiği, 02.12.2015 tarihinde yeniden borçlulara ödeme emri gönderilmesine karar verildiği, ancak bu ödeme emri tebligatının da tebliğ edilemeyerek iade edildiği, son olarak 11.04.2019 tarihinde ödeme emrinin yeniden tebliğe çıkarıldığı görülmüştür. Takibin kesinleşmesinden önce 02.12.2015 ile 11.04.2019 tarihleri arasında alacaklı tarafından zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından TTK’nun 661/1. maddesinde ön görülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği görülmektedir.
O halde, ilk derece mahkemesince, borçluların takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı nedeni ile İİK’nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 24.12.2020 tarih ve 2020/482 E. – 2020/2694 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), İstanbul 27. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 22.10.2019 tarih ve 2019/542 E. – 2019/648 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 15/09/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.