Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Takip alacaklılarının ileride açabilecekleri muhtemel davaların malzemelerinin toplanması ödevinin icra müdürlüğüne ait olmadığı

Somut olayda, borçlular adına pasif taşınmaz kayıtlarının tespiti ile sorgulaması yapılan taşınmazların resmi senet ve ilgili evraklarının getirtilmesinin istendiği- Takip alacaklılarının ileride açabilecekleri muhtemel davaların malzemelerinin toplanması ödevinin icra müdürlüğüne ait olmadığı- Mülkiyet hakkının korunması amacıyla açılacak bir davanın taraflarını tespit edebilmek için 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 2/3. maddesine göre avukatın, yazılı başvuru ile tapu sicilinde inceleme yapabileceği- Alacaklının hukuki yararının, üçüncü şahısların Anayasa ile korunan özel hayatın gizliliğine ilişkin temel hakkından üstün tutulmasının mümkün olmadığı; bu sebeplerle ilk derece mahkemesince şikayetin reddedilmesinin isabetli olduğu-

İzmir 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/429 Esas, 2018/543 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada;

İSTEM:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2018/6130 Esas sayılı dosyasında borçlular adına kayıtlı aktif ve pasif tapu kayıtlarının tespiti ile taşınmazların kime hangi tarihte satıldığı ve son takyidatlı raporları ile devir resmi senet suretlerinin ilgili tapu müdürlüklerinden istenmesini talep ettiklerini, icra müdürlüğünce devir bilgilerinin istenilmesi talebinin reddine şeklinde karar verildiğini, ancak verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, pasif sorgu yapılması ve tespit edilen taşınmazlara ilişkin araştırma yapılarak bilgi toplanması taleplerinin alacağın tahsiline yönelik olduğunu, talebin reddi kararının İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası hükümlerine de aykırı olduğunu, devre konu taşınmazlara ilişkin ipotek bilgilerini alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapılan devirlerle ilgili bilgi edinip, müvekkilinin haklarını korumak ve alacağın tahsilini sağlamak amacıyla gerekli yasal girişimleri başlatmak için talep ettiklerini belirterek, 23/05/2018 tarihli kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi işlem yapılmasına karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:

İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, şikayetin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, icra müdürlüğü kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu konuda emsal mahkeme kararları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları bulunduğunu, icra müdürlüğünün pasif kayıtların istenilmesi talebinin reddi kararının İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası hükümlerine de aykırı olduğunu, red kararı ile bu madde uyarınca alacaklının dava açma hakkının engellendiğini, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapılan devirlerle ilgili bilgi edinip, müvekkilinin haklarını korumak ve alacağın tahsilini sağlamak amacıyla gerekli yasal girişimleri başlatmak üzere talepte bulunduklarını belirterek, kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda işlem yapılmasını istemiştir.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:

Dava, İİK’nın 16. maddesi uyarınca takip alacaklısının borçlu tarafından devredilmiş taşınmazlar varsa, buna ilişkin belgelerin ilgili tapu müdürlüğünden istenilmesi talebinin reddi kararının iptali isteğidir.

İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2018/6130 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından borçlular K1 ve diğerleri aleyhine toplam 8.132.719,07 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine geçildiği, alacaklı vekilinin 23/05/2018 tarihinde ihtiyati haciz kararının uygulanmasını ve borçluların pasif taşınmazlarının tespiti ile taşınmazların kime hangi tarihte ve son takyidatlı tapu kayıtları ile resmi devir senet suretlerinin ilgili tapu müdürlüklerinden istenmesini talep ettiği, icra müdürlüğünce aynı tarihte devir bilgilerinin celbi talebinin reddine karar verildiği, kararın alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.

İcra dosyasının tarafı olmayan üçüncü kişiye ait 6698 Sayılı Yasanın 3/1-d maddesi kapsamında kişisel veri niteliğinde bulunan tapu kaydı ve satış sözleşmelerinin icra müdürlüğünce istenmesi mümkün değildir. Aynı Yasanın 28/1-d maddesindeki yargısal organlara tanınan istisna, ancak uyuşmazlığın tarafları açısından geçerli olabilecektir. T.C. Anayasası’nın 20/3. maddesine göre aynı zamanda temel haklardan olan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı, 6698 Sayılı Yasanın 28/1-d maddesinin geniş yorumlanması ile daraltılamaz.

İcra müdürlüğü gerekli araştırma ve sorgulama işlemlerini alacağın tahsiline yönelik sınırlı işlemler için gerçekleştirebilir. Takip alacaklılarının ileride açabilecekleri muhtemel davaların malzemelerinin toplanması ödevi icra müdürlüğüne ait değildir. Mülkiyet hakkının korunması amacıyla açılacak bir davanın taraflarını tespit edebilmek için 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 2/3. maddesine göre avukat yazılı başvuru ile tapu sicilinde inceleme yapabilir. Alacaklının hukuki yararının, üçüncü şahısların Anayasa ile korunan özel hayatın gizliliğine ilişkin temel hakkından üstün tutulması mümkün değildir.

Somut olayda, borçlular adına pasif taşınmaz kayıtlarının tespiti ile sorgulaması yapılan taşınmazların resmi senet ve ilgili evraklarının getirtilmesinin istendiği dikkate alındığında, icra müdürünün şikayete konu kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacının istinaf başvuru nedenleri görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-İzmir 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/429 Esas, 2018/543 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,

2-Alınması gerekli 44,40 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90 TL harç indirilerek, kalan 8,50 TL harcın davacıdan alınmasına,

3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca kalan gider avansının yatıran tarafa geri verilmesine,

İlişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda İİK’nın 364/1 maddesi ve HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/03/2019

İzmir BAM. 8. HD. 06.03.2019 T. E: 2018/2146, K: 655

Exit mobile version