2020 YılıHGKSıra Cetveli

Takip alacaklısının yediemin alacağının mı yoksa motorlu taşıtlar vergisinin mi öncelikle ödenmesi gereken bir alacak olduğu hususların ise sıra cetveli yapılmasından sonra tartışılabilecek hususlar olduğu-

İhale konusu aracın takyidat bilgisinde birden çok haciz bulunduğundan ve satış bedeli bütün alacaklıların alacağının karşılanmasına yetmediğinden İİK’nin 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının zorunlu olduğu- Takip alacaklısının yediemin alacağının mı yoksa motorlu taşıtlar vergisinin mi öncelikle ödenmesi gereken bir alacak olduğu hususların ise sıra cetveli yapılmasından sonra tartışılabilecek hususlar olduğu-

1. Taraflar arasındaki “memur işleminin iptali” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Bursa 3. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin kabulüne ilişkin karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.

2. Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ

Şikâyetçi Üçüncü Kişinin İstemi:

4. Şikâyetçi üçüncü kişi vekili 30.03.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; Bursa 6. İcra Dairesinin 2014/9738 E. sayılı icra takip dosyasında borçlu … adına kayıtlı …plakalı aracın satıldığını ve ihalenin kesinleştiğini, Adalet Bakanlığına ait depo ve garajlarda muhafaza edilen mahcuz mallar için alınacak ücret tarifesi hakkında tebliğin 4. maddesinin “muhafaza müddeti hitamında bu tarifenin 3. maddesi uyarınca hesap edilecek ücret, mahcuz malın satışa esas alınacak değerinin %30 unu geçemez.” şeklinde düzenlendiğini, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un amme alacaklarında rüçhan hakkı başlıklı 21. maddesine göre aracın aynından doğan Kurum alacağının rüçhanlı alacak olması nedeniyle satış bedelinden idareye (öncelikle) ödenmesi gerektiğini belirterek Bursa 6. İcra Dairesinin 2014/9738 E. sayılı dosyasından verilen “yediemin alacağının MTV alacağından önce ödenmesi gereken alacak olması nedeniyle ihale bedelinin alacaklıya ödenmesine” dair işleminin iptaline karar verilerek sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararı:

5. Bursa 3. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 08.04.2015 tarihli ve 2015/334 E., 2015/325 K. sayılı kararı ile; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 138. maddesinin 2. fıkrasına göre paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar ödendikten sonra kalan para tüm alacaklıları tatmin etmeye yetmez ise sıra cetvelinin düzenleneceği, İİK’nın 206. maddesinin 1. fıkrasına göre satışa konu malın aynından doğan vergiler ödendikten sonra rehinli alacaklılara ödeme yapılacağı, MTV (motorlu taşıtlar vergisi)’nin aracın aynından doğan bir vergi olduğu, bu durumda öncelikle MTV ödendikten sonra kalan paranın tasfiyesinin sıra cetveli tanzimi suretiyle yapılacağı, icra dosyasında bir sıra cetveli yapılmadığı, şikâyetçi her ne kadar satış bedelinden %30’dan daha fazlasının alacaklıya ödenemeyeceği iddiasında ise de daha sonra gelen bir alacağı olduğu iddiasında olmadığından yani %30 ödendikten sonra kalan parada hakkı olduğunu iddia etmediğinden bu hususun inceleme konusu yapılmadığı, ayrıca MTV’nin ödenmesinden sonra kalan miktar için sıra cetveli düzenlenmesi gerektiğinden şikâyetçinin talebine uygun olarak sıra cetveli düzenlenmesine karar vermenin de gerekmediği gerekçesiyle şikâyet dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmeden evrak üzerinden davacı alacaklının (şikâyetçinin) şikâyetinin kabulü ile …plakalı aracın satış bedelinden davacı alacaklının MTV sebebiyle alacaklı olduğu miktarın öncelikle ödenmesine evrak üzerinden karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

6. Bursa 3. İcra (Hukuk) Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

7. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 01.10.2015 tarihli ve 2015/16710 E., 2015/22572 K. sayılı kararı ile;

“… Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Şikâyetçinin, ihale konusu aracın aynından kaynaklanan Kurum alacağının rüçhanlı olduğunu belirterek ihale bedelinin takip alacaklısına ödenmesine dair icra müdürlüğü kararının iptali ve sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikâyetin kabulü ile aracın satış bedelinden, öncelikle, şikâyetçinin alacaklı olduğu miktarın ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

İİK’nın 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar”. Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması hâlinde sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir.

İİK’nın 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması hâlinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir.

Açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK’nın 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmalı ve alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkânı tanınmalıdır.

Somut olayda, ihale konusu aracın kaydında birden fazla haczin bulunduğu ve şikâyetçinin, vergi alacağı olduğunu iddia ettiği görülmektedir.

Şikâyetçinin alacağının rüçhanlı olup olmadığı, sıra cetveli yapıldıktan sonra itiraz hâlinde tartışılacak bir husus olup, bu aşamada icra müdürlüğü sıra cetveli düzenlemekten imtina edemez. Bir başka anlatımla alacaklıların itirazlarını ileri sürebilmesi için öncelikle sıra cetveli yapılması gerekmektedir.

O hâlde, mahkemece, birden fazla alacaklının bulunması ve ihale bedelinin alacağı karşılamaması nedeniyle, icra müdürlüğünce İİK’nın 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Diğer yandan, şikâyetçinin başvurusu, icra müdürlüğünün satış bedelinin alacaklıya ödenmesi işleminin iptali ile sıra cetveli yapılmasına yönelik olup, HMK’nın 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak, şikâyetçinin alacağının satış bedelinden öncelikle ödenmesine karar verilmesi de doğru değildir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

8. Bursa 3. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2015/1264 E., 2016/320 K. sayılı kararı ile; Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin kararlarında belirtildiği üzere “eşyanın aynından kaynaklanan vergi alacağın rüçhanlı alacak olup, sıraya tabi değildir. Mahkemece rüçhanlı alacak olduğu ve rehinli alacaklardan önce ödenmesi gerektiği yazılarak bu alacağa ilişkin miktarın 1. sıradan ödenmesine karar verilmesi … doğru olmadığı”, “İcra müdürlüğünce her ne kadar sıra cetveli yapılmamış ise de, bedeli paylaşıma konu araç satışından elde edilen paranın ancak yediemin ücretine yeteceği ve öncelikli alacaklılardan vergi dairesinin MTV alacağına yetmediğine ilişkin (somut olayda 26.02.2015 tarihli karar ve bu karara bağlı 02.03.2015 tarihli yazı) bildirim, teknik anlamda sıra cetveli kabul edilip yargılamanın da bu şekilde yapılarak sonuçlandırılması gerektiği”, “… şikâyet olunanın alacağı rehinli alacak ise de doğum tarihi sonra olduğu gibi, esasen doğum tarihi önce olsaydı dahi, şikâyetçinin eşyanın aynından doğan alacağına göre öncelikli olduğundan bahsedilemezdi … şikayet olunan … ın şikayetçinin eşyanın aynından doğan vergi alacağından daha sonra ödenmesi gerektiği ve alacağının İİK’nın 138/2 maddesinde belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren yediemin ücreti alacağı da olmadığı…”, uyuşmazlığın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi tarafından incelenmesi gerektiği, kaldı ki Özel Daire bozma kararında belirtilenin aksine şikâyetçinin talep sonucunun sıra cetveli düzenlenmesi değil MTV’nin öncelikle ödenmesi olduğu, sıra cetvelinin düzenlenmesinin asıl amacın önündeki ara amaç olduğu gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

9. Direnme kararı süresi içinde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; sıra cetvelinin düzenlenmesinin gerekip gerekmediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesine göre mahkemece talebin aşılıp aşılmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

11. İİK’nın “Sıra Cetveli” başlıklı 140. maddesine göre; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemiye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.

Alacaklılar 206. madde mucibince iflas hâlinde hangi sıraya girmeleri lazım geliyorsa o sıraya kabul olunurlar.

Bununla beraber ilk üç sıraya kayıt için muteber olan tarih haciz talebi tarihidir”

Aynı Kanunun 141. maddesi uyarınca “Sıra cetvelinin birer suretinin icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilir.”

İİK’nın “Cetvele İtiraz” başlıklı 142. maddesi ise “Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.

Dava basit muhakeme usuliyle görülür.

İtiraz alacağın esas ve miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur” şeklinde düzenlenmiştir.

12. Açıklanan bu yasal düzenlemeler ile İİK’nın 100 ve 101. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması hâlinde yapılan satış sonucu elde edilen satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi durumunda icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması gerekir. Nitekim bu hususlar Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2009 tarihli ve 2009/12-187 E., 2009/223 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.

13. Satış tutarı toplamı, aynı derecede hacze iştirak etmiş olan (m. 100-101) bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse, (ilk haczi uygulayan) icra dairesi, alacaklıların bir sıra cetvelini yapar. Sıra cetvelinde aynı derecede hacze iştirak etmiş olan (m. 100-101) bütün alacaklılar, alacak miktarları ve faizleri ile gösterilir. Bu alacaklıların her biri belli bir sıraya girer. Bu sıra, İİK’nın 206. maddesinde gösterilmiştir (Kuru, B: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara, 2013, s. 730, 732,733).

14. Sıra cetveli, satış bedelinden alacakları ödenecek kimselerin ve bunların alacaklarının İİK’nın 206. maddesi uyarınca imtiyaz durumlarının ve hangi sıraya dahil olduklarının tesbiti amacıyla düzenlenir. Böylece hangi alacakların öncelikle ödeneceği, hangi mahiyetteki alacakların hangi sıraya kaydedileceği sıra cetveli yapılması ile belirlenmiş olur. İİK’nın 206 ve 207. maddelerine göre sıra cetvelinin nasıl düzenleneceği İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 59. maddesinde gösterilmiştir.

15. İİK’nın 206. maddesinin 1. fıkrası 15.03.2018 tarihinde yürülüğe giren 7101 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile değiştirilmiş ise de, ihale tarihinde yürülükte bulunan ve İİK’nın 140. maddesinin 2. fıkrasının göndermesi ile uygulanması gereken 206. maddenin 1. fıkrasında bir malın aynından doğan devlet alacaklarının rehinli alacaklardan önce ödenmesi gerektiği düzenlenmiştir.

16. İİK’nın 138. maddesinin 2. fıkrası “…Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar önce satış tutarından alınır ve artan para takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde alacakları nispetinde paylaştırılır…” şeklinde düzenlenmiş olup,

İİK’nın 151. maddesi ise, “…Rehin bedelinden masrafların çıkarılmasında ve artanın alacaklılar arasında paylaştırılmasında 138 inci madde hükmü tatbik olunur.

Satış tutarı alacaklıların alacağını ödemeğe yetmezse icra memuru 206 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre alacaklıların her birine ait sıra ve payları tayin eder.

141, 142 ve 144 üncü maddelerin hükümleri burada da caridir…” hükmünü içermektedir.

17. İİK’nın 138. maddesinin 2. fıkrasında yazılı haciz giderlerine, hacizli malların muhafaza (yediemin) giderleri de dahildir.

18. İİK’nın 88. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesi “…Haczedilen maların muhafazası aşamasındaki ücretler Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenecek tarifeyle belirlenir…” hükmünü düzenlemektedir. Tarifeye göre belirlenen yediemin ücretinin takip masrafı olarak satış tutarından öncelikli alınması, muhafaza tedbirinin uygulandığı takip dosyasında yapılan paranın paylaştırılması hâlinde söz konusudur.

19. Yediemin kendi tarifesine göre belirlediği yediemin ücretini alacaklı sıfatı ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe koyması hâlinde, bu dosyadan yapılacak paraların paraların paylaştırılmasında eşyanın aynından kaynaklanan motorlu taşıt vergisi alacağından öncelikli olup olmadığı, öncelikli ise Adalet Bakanlığı yediemin ücret tarifesine göre belirlenen miktar kadar mı öncelikli olduğu ancak sıra cetveline itiraz üzerine alacaklılar tarafından mahkemede açılacak davada karara bağlanabilir.

20. İİK’nın 140. maddesine göre satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse ise icra dairesince sıra cetveli yapılır ve bu cetvele İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 59. maddesi uyarınca alacaklıların ad ve soyadları, talep edilen, kabul ve reddedilen para miktarlarının, alacak hakkındaki kararın ne olduğu ve hangi sıraya kabul edildiği yazılır. İİK’nın 141. maddesi gereğince de sıra cetvelinin birer suretinin icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilmek suretiyle alacaklılara itiraz etme imkânı sağlanmaktadır.

21. İcra dairesince sıra cetveli yapılmaması hâlinde bu husus, İİK’nın 16. maddesinin 2. fıkrasına göre bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan alacaklılar icra mahkemesine şikâyet yolu ile başvurarak aynı Kanunun 17. maddesinin 2. fıkrasna göre sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesini talep edebilirler.

22. Somut olayda; alacaklı … tarafından yediemin muhafaza alacağının tahsili amacıyla Bursa 6. İcra Dairesinin 2014/9738 E. sayılı dosyasında taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, takibin itirazsız kesinleşmesi üzerine Yalova İcra Dairesinin 2014/4508 Tal. sayılı dosyasına rehin konusu aracın satışı amacıyla yazılan talimat gereğince aracın satışının yapıldığı ve ihale bedelinin asıl icra dosyasına gönderildiği, asıl icra dosyasında icra müdürünün 26.02.2015 tarihli işleminde; takip dosyasının yediemin muhafaza ücreti alacağından kaynaklı hapis hakkına ilişkin olması ve bu tür alacakların İİK’nın 138/2. maddesi gereği öncelikli olarak İİK’nın 206/1 ve 6183 sayılı Kanun’un 21/1. maddesi uyarınca rüçhanlı ödenmesi gereken eşyanın aynına ilişkin vergi borcundan da önce ödenmesi gereken alacak olması nedeniyle takip alacağını karşılamaya yeterli olmayan ihale bedelinin alacaklı yana ödenmesine, MTV borcu yönünden kayıtlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğüne bilgi verilmesine karar verildiği, şikâyetçi Yalova Vergi Dairesi Müdürlüğünün icra mahkemesine başvurarak icra müdürünün satış bedelinin alacaklıya ödenmesi işleminin iptali ile sıra cetveli yapılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

23. İcra müdürünün şikâyet konusu olan 26.02.2015 tarihli işlemi İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 59. maddesinde belirtilen şekilde düzenlenmediğinden sıra cetveli mahiyetinde değildir.

24. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, ihale konusu aracın takyidat bilgisinde birden çok haciz bulunduğundan ve satış bedeli bütün alacaklıların alacağının karşılanmasına yetmediğinden İİK’nın 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılması zorunludur. Takip alacaklısının yediemin alacağının mı yoksa motorlu taşıtlar vergisinin mi öncelikle ödenmesi gereken bir alacak olduğu hususları ise sıra cetveli yapılmasından sonra tartışılabilecek hususlardır.

25. O hâlde üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu İİK’nın 16. maddesi kapsamında şikâyet olup, mahkemece İİK’nın 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca icra müdürlüğünce İİK’nın 140. maddesine göre sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerekirken, HMK’nın 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak ve ayrıca yukarıda belirtilen ilke ve kurallara uygun şekilde sıra cetveli düzenlenmeden şikâyetçinin alacağının öncelikle ödenmesine karar verilmesi yerinde değildir.

26. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

27. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

HGK. 13.10.2020 T. E: 2017/262, K: 751

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu