Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Takip dayanağı bonoda tanzim tarihi olarak belirtilen 21.06.2007 tarihinin aynı zamanda bononun 'tediye tarihi' bölümünde de aynen belirtilmiş olması ve ayrıca senet metni içinde 'vade tarihi ' olarak 21.06.2010 tarihinin yazılı olması halinde bu senedin 'çift vadeli senet(bono)' olarak kabul edilemeyeceği böyle bir kabulün aşırı şekilcilik sayılıp hak kaybına neden olacağı

Takip dayanağı bonoda tanzim tarihi olarak belirtilen 21.06.2007 tarihinin aynı zamanda bononun ‘tediye tarihi’ bölümünde de aynen belirtilmiş olması ve ayrıca senet metni içinde ‘vade tarihi ‘ olarak 21.06.2010 tarihinin yazılı olması halinde bu senedin ‘çift vadeli senet(bono)’ olarak kabul edilemeyeceği böyle bir kabulün aşırı şekilcilik sayılıp hak kaybına neden olacağı-

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuru üzerine mahkemece senette iki farklı vade tarihi bulunduğu gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.

Takip dayanağı bononun incelenmesinde tanzim tarihinin 21.06.2007 tarihi olup, tediye tarihi kısmına 21.06.2007 tarihinin, senet metni içinde ise vade tarihinin 21.06.2010 olarak yazıldığı görülmüştür.

T.T.K.nun 690.(Yeni TTK 778) maddesi göndermesi ile bonolar hakında da uygulanması gereken T.T.K.nun 615.(Yeni TTK 703) maddesine aykırı olarak çift vadeli düzenlenen senetlerin, bono vasfında sayılamayacağı düzenlenmiştir. Ancak tanzim tarihinin tediye tarihinde tekrarı çift vade anlamına gelmez. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olur.

O halde, mahkemece borçlunun diğer itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.

Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 02.04.2013 T. E: 3785 , K:12677

Exit mobile version