12. Hukuk Dairesi2023 Yılı2024 YılıBAM Sakarya 7 Hukuk DairesiHarç

Takip dosyasında  borçluya ait taşınmazın satışının yapıldığı, satış işlemi sonrasında alacaklının haricen tahsil beyanı üzerine %11,38 oranında tahsil harcı alınmasına yönelik icra müdürlüğü işleminde yukarıda belirtilen açık yasal düzenlemelere göre  usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmadığından mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir.

ÖZET : Takip dosyasında  borçluya ait taşınmazın satışının yapıldığı, satış işlemi sonrasında alacaklının haricen tahsil beyanı üzerine %11,38 oranında tahsil harcı alınmasına yönelik icra müdürlüğü işleminde yukarıda belirtilen açık yasal düzenlemelere göre  usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmadığından mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
  8. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/376
KARAR NO : 2023/779
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
İ S T İ N A F   K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE 2. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2022
NUMARASI : 2021/341 Esas 2022/725 Karar
DAVALI                                 : KOCAELİ DEFTERDARLIĞI MUHAKEMAT İL MÜDÜRLÜĞÜ
                                                [35756-86578-89300] UETS
DAVANIN KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
KARAR TARİHİ : 02/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/06/2023
Yukarıdaki esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının incelenmesi için  istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya içeriğindeki  tüm bilgi ve belgeler okunup, tetkik edilip heyetçe yapılan müzakerede, 6100  sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355 maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı incelenerek  aynı kanunun 353 maddesi gereğince  duruşma yapılmaksızın yapılan inceleme sonunda  gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;  müvekkili bankanın Gebze Şubesine borçlu Filtre Sanayi ve Ticaret A.Ş. hakkında Gebze 1. İcra Müdürlüğünün 1999/1062 Esas sayılı dosyasından (Yeni Esas 2020/23860 E.) ve muhtelif dosyalardan icra takibi başlattığını, adı geçen firmadan olan tüm alacaklarının mevcut icra takipleriyle birlikte 09/12/2014 tarihinde Efes Varlık Yönetim A.Ş’ye devir ve temlik edildiğini, ancak söz konusu dosyadan düzenlenerek 02.07.2021 tarihinde KEP üzerinden müvekkili bankaya tebliğ edilen 01.07.2021 tarihli muhtıra ile “Alacaklı vekilince, 18.12.2019 e-imza tarihli beyanı ile Gebze 1.İcra Müdürlüğü’nün 1999/1062 E. sayılı dosyasına konu alacak dolayısıyla 18.09.2012 tarihi itibariyle, T.İş Bankası A.Ş tarafından, 4.156.952,85 TL tahsilat yapıldığının bildirilmesine rağmen, tahsil edilen kısma ilişkin tahsil harcı yatırılmadığından ve tahsilat öncesi dosyada satış yapılması nedeniyle, Yargıtay 12 HD’nin T:04.03.2020, E:2019/4667, K:2020/2171 sayılı kararı ile ileride borçludan alınmak üzere tahsil anında tahsil harcının alacaklıdan tahsil edilebileceğine dair ilamı da dikkate alınarak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, 4.156.952,85 TL üzerinden %11,38 oranında 473.061,23 TL tahsil harcının işbu muhtıranın tebliğ edilmesini müteakip 15 gün içerisinde ödenmesinin, aksi takdirde ilgili vergi dairesine harç tahsil müzekkeresi yazılarak tahsili yoluna gidileceği ihtar olunur” denilerek 473.061,23 TL gibi yüksek bir meblağın tahsil harcı olarak ödenmesi istendiğini, bahsi geçen kararın ve bu karar çerçevesinde düzenlenen muhtıranın açıkça hukuka, adalete ve somut duruma aykırı olduğundan işbu şikayette bulunulduğunu, muhtırada belirtilen 4.156.952,85 TL tahsilatın tek kalemde yapılmamış olup yıllar içinde ve muhtelif şekillerde gerçekleştiğini ve bazılarının tahsil harcının zaten ödendiğini,  muhtırada yer alan tahsilat tutarının neredeyse tamamının bu dönemde yapılan tahsilatlardan kaynaklandığını, buna rağmen dosyaya tahsil harcı da yatırılmış olduğunu, dolayısıyla aslında müvekkil Bankanın alınmaması gereken bir harç alındığı için belki de devletten alacaklı olabileceği dikkate alınmadan muhtıra düzenlendiğini belirterek gönderilen harç tahsil muhtırasının ve muhtıraya bağlı icra müdürlüğü kararlarının iptalini, yargılama sırasında icra müdürlüğü tarafından muhtıraya dayalı olarak vergi dairesine harç tahsil müzekkeresi gönderilmemesini teminen ve bu durum ile sınırlı olmak kaydıyla icranın durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DOSYADA TOPLANAN DELİLLER:
           Gebze 1. İcra Müdürlüğünün 1999/1062 Esas sayılı dosyası.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ;
Mahkemesince; davacı Türkiye İş Bankası A.Ş’nin şikayetinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, icra müdürlüğü tarafından eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile gönderilen harç tahsil muhtırasının ve muhtıraya bağlı icra müdürlüğü kararlarının iptali gerekirken yerel mahkeme tarafından eksik inceleme ve denetime elverişli bir rapor bulunmaksızın usul ve yasaya aykırı olarak verilen kararın kaldırılmasını, kararın kesinleşmesine kadar icra müdürlüğü tarafından muhtıraya dayalı olarak vergi dairesine harç tahsil müzekkeresi gönderilmemesini teminen ve bu durum ile sınırlı olmak kaydıyla icranın durdurulması (ihtiyati tedbir) kararı verilmesini, eksik inceleme ve denetime elverişli bir bilirkişi raporu yok iken usul ve yasaya aykırı olarak verildiği gözetilerek anılan yerel mahkeme kararının istinafen kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER:
Uyuşmazlık, İİK 16. maddesine dayalı icra müdürlüğü işlemini şikayettir.
Gebze İcra Müdürlüğünün 2020/23860 esas sayılı takip dosyasında; temlik alan alacaklı vekili tarafından 18/12/2019 e-imza tarihli beyanı ile  Gebze 1. İcra Müdürlüğü’nün 1999/1062 esas sayılı dosyasına konu alacak dolayısıyla 18.09.2012 tarihi itibarı ile T. İş Bankası A. Ş. tarafından (temlik eden) 4.156.952,85 TL tahsilat yapıldığı bildirilmesine rağmen tahsil edilen kısma ilişkin tahsil harcı yatırılmadığından ve tahsilat öncesi dosyada satış yapılması nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 4.156.952,85 TL üzerinden % 11,38 oranında tahsil harcı yatırılmasına karar verildiği, iş bu icra müdürlüğü işleminin temlik eden davacı alacaklı banka tarafından şikayet edildiği anlaşılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (1) sayılı tarifenin “(B) İcra ve iflâs harçları ” bölümünün “I-İcra harçları” başlıklı fıkrasının  3/c bendinde tahsil harcı “haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan %11,38 oranında uygulanır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
İcra takiplerinde takip çıkışı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarifenin B/ I- 3. fıkrasına ve takip safhalarına göre tahsil harcı alınır ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir. (Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi) Ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılması fakat tebliğ edilmesinden önce yapılan ödemelerden ve icra takibinden vazgeçme halinde tahsil harcı almak mümkün değildir. (HİGM 20.02.1989 T. 8385 sayılı genelgesi) 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre tahsil harcı alacağının doğması için ödeme veya icra emrinin tebliği gereklidir.
 Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta  haksız çıkan tarafa  yükletilir. Harç yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da  bu amaca yönelik  olduğundan alacaklıya ödeme sırasında  alındığına göre, takip masrafları çıkarıldıktan sonra kalan miktar üzerinden alacaklıdan tahsil olunur. 492 sayılı Harçlar Kanununda harcın ödeme zamanı matrahı  miktarı belirlenmiştir. Nitekim Harçlar Kanununun 28/b maddesinde icra takiplerinde tahsil harcı alacağın ödenmesi  sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden  itibaren 15 gün  içinde  ödeneceği  hüküm altına  alınmıştır. Keza Harçlar Kanunun 32. maddesinde ise harcın mükellefi alacaklı olmasa dahi müteakip işlemleri yaptırmak için ilgilisi tarafından ödenmeyen harç diğer taraf ödeyerek bilahere sorumlusundan tahsili etmek koşulu ile işleme devam olunacağı açıklanmıştır. Keza  Harçlar Kanununun 128. maddesi gereğince gerekli harçların tamamı alınmadan işlem yapan memurlar harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumlu olurlar. Ne varki anılan yasanın 130. maddesi ise bu kanunda ödemeleri için belli  bir süre  belirlenmiş harçlar süresi  içinde ödenmemiş ise ilgilileri tarafından sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde müzekkere ile o yerin ilgili vergi dairesine  bildirileceği belirtilmiştir. İİK.nun 15. maddesi ise harcın kim tarafından ödeneceğini açıklayarak  “İcra ve İflas Harçlarını kanun tayin eder. Kanunla  hilafı yazılı değilse bütün harç ve masraflar borçluya ait olup  neticede  ayrıca  hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur” demekle tahsil harcının sorumlusunun borçlu olduğunu açıklamıştır. Dairemizce süre gelen  içtihatlarında da  bu kural uygulanmış ise de Hukuk  Genel Kurulunun
 önüne gelen Dairemizle ilgili  uyuşmazlıkta  HGK’nun 22.9.2004 tarih ve  2004/12-491 Esas sayılı kararı ile paranın tahsili anında devletin harçla  ilgili kaybını önlemek Harçlar Kanununun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere tahsil anında tahsil harcının  alacaklıdan  tahsili gerekeceğine karar verilmiştir.  Dairemizce açıklanan nedenle yeniden oluşturulan içtihatlarında HGK kararına uygun olarak tahsil harcının alacaklıdan tahsil edilebileceği görüşü benimsenmiştir. Ancak Harçlar Kanunun 32. maddesinin  söz konusu olmadığı hallerde  dosya hesabı  kapatılırken İİK.nun 12. maddesi gereğince borçlunun borcu, alacaklının ödediği tahsil harcı kadar devam edeceğinden alacaklının ödediği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. (Yargıtay 12. Hukuk  Esas No : 2019/4667, Karar No : 2020/2171)
Somut davada; takip dosyasında  borçluya ait taşınmazın satışının yapıldığı, satış işlemi sonrasında alacaklının haricen tahsil beyanı üzerine %11,38 oranında tahsil harcı alınmasına yönelik icra müdürlüğü işleminde yukarıda belirtilen açık yasal düzenlemelere göre  usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmadığından mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir. Davacı temlik eden alacaklı banka tarafından icra müdürlüğüne hitaben haricen tahsil beyanı bulunmadığı belirtilmiş ise de; gerek yargılama sırasında gerek istinaf dilekçesinde; Banka ile  temlik alan arasında devam eden Gebze İcra Hukuk Mahkemesi 2014/513 E. 2014/526 K. sayılı dosyasına Banka tarafından 4.156.952,85 TL tahsilat yapıldığının bildirildiğinin belirtildiği, yine  4.156.952,85 TL tahsilatın tek kalemde yapılmadığının belirtildiği, haliyle haricen tahsil edilen toplam miktarda bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmakla icra müdürlüğünce bu miktar esas alınarak tahsil harcı miktarının belirlenmesinde usulsüzlük bulunmamaktadır. Yine tahsil harcının borçludan talep edilmesi gerektiği belirtilmiş ise de;  HGK’nun 22.9.2004 tarih ve  2004/12-491 Esas sayılı kararı ile paranın tahsili anında devletin harçla  ilgili kaybını önlemek Harçlar Kanununun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere tahsil anında tahsil harcının  alacaklıdan  tahsili gerekeceğine karar verilmiş olmakla bu yöndeki istinafında da isabet bulunmamaktadır.
Diğer yandan, 696 sayılı KHK’nın 11. maddesi ile 6219 sayılı kanuna eklenen geçici 5. madde uyarınca, “sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, kredi alacaklarının tahsili amacıyla banka tarafından açılmış veya açılacak dava veya takiplerde  2/7/1964  tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 2 nci, 23 üncü ve 29 uncu maddeleri ile 30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Cezaevleri ile  Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesi banka hakkında uygulanmaz. Bankanın her türlü ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz.” şeklinde düzenleme getirilmiş ise de, sözü geçen yasa maddesinde öngörülen muafiyet 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamayacağından davacının harçtan istisna tutulması gerektiği yönündeki istinafında da isabet bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2‬0 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Dosyanın İstinaf Mahkemesine gönderilmesi amacıyla yapılan harç, posta masrafı ve tebligat giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İnceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kalan gider avansının yatıran tarafa geri verilmesine,
6-Kararın taraflara tebliğ edilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda  gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere, başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay’ın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere TEMYİZ yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi. 02/06/2023
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2023/5938
KARAR NO: 2024/3822
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 02/06/2023
NUMARASI : 2023/376-2023/779
 Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi arafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
 Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nin  370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 24.04.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu