Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu icra takibinin yetkisiz vekil tarafından takip yapılması sebebi ile takibin iptali talebine ilişkindir.
HUMK.nun 67. maddesinin 1. fıkrasında “vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekil dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkeme vereceği kesin süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, Konya 3. Aile Mahkemesi’nin 2011/155 D.İş sayılı kararı ile 17.08.2011 tarihli icra emrinde alacaklı olarak “F. Ö.(K.M.e velayeten)” yazılıdır. Takip dosyasında vekil, alacaklı k. M.in annesi F.Ö.’den, Konya 1. Noterliğinin 13.10.2006 tarih ve 21643 yevmiye nolu vermiş olduğu vekaletname uyarınca takibi başlatmıştır. Bu vekaletname uyarınca vekil, küçük M.. adına takip yapamaz ise de, bunun için vekile HUMK.nun 67/son maddesi uyarınca kesin bir süre içinde vekaletnameyi getirmek üzere mehil verilmiş olması gerekmektedir. Mahkemece, duruşma açılıp alacaklı veya vekiline vekaletname sunması için kesin mehil verilmemiş ise de, alacaklı vekili, usulüne uygun Konya 1. Noterliğinin 09.09.2011 tarih ve 13559 yevmiye nolu vekaletnamesini, takip dosyasına ibraz etmiştir. Bu durumda alacaklı kendi adına başlatılmış olan takibe icazet vermiş olduğundan vekaletnamesiz vekilin yapmış olduğu bütün işlemler ve dolayısı ile başlatmış olduğu takip geçerli hale gelir.
Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere borçlunun diğer şikayet ve itirazları hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, alacaklının taraf ehliyeti olmadığından bahisle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 10.04.2012 T. E: 2011/27508, K: 11830