Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Takip tarihi itibariyle mühlet kararının ayakta olduğu ve bu tarih itibariyle İİK'nın 294. maddesi hükmü gereğince hiç bir takip işlemi yapılamayacağı dikkate alınarak takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. 

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2023/9486
KARAR NO: 2024/6490
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 08.11.2023
NUMARASI : 2022/2530-2023/3684
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda konkordato davası sırasında verilen geçici mühlet kararından sonra başlatıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince mühlet kararının şikayet tarihinden önce kaldırıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 2018/885 E. sayılı dosyasında, şikayetçi borçlu hakkında verilen 25.07.2018 tarihli tensip kararının “6” nolu bendinde “… davacı hakkında 25.07.2018 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine”, “6-B” nolu bendinin “2.” fıkrasında “ 7101 sayılı Kanunla değişik İİK’nın 288/1 maddesine göre geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından İİK’nın 294, 295, 296 ve 297. maddelerinin uygulanmasına, bu çerçevede mühlet içinde davacılar aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına, hangi nedene dayanırsa dayansın her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına”, aynı dosyadan 23.10.2018 tarihinde verilen ara kararın “2” nolu bendinde “ … 25.07.2018 tarihli ara karar ile verilen 3 aylık geçici mühlet süresinin 25.10.2018 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatılmasına, tedbirlerin aynen devamına”, aynı dosyadan 25.12.2018 tarihinde verilen ara kararın “2” ve “3” nolu bentlerinde “ … 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK 289 maddesi gereğince 25.12.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1 yıllık kesin sürenin verilmesine, Mahkememizin 25.07.2018 Tarihli tensip ara kararı ile verilen tedbirlerin … devamına”, aynı dosyadan 18.12.2019 tarihinde verilen ara kararda “… 25.12.2018 tarihinden itibaren verilen bir yıllık kesin sürenin 25.12.2019 tarihinden itibaren 6 ay süre ile uzatılmasına, 25.07.2018 tarihli tensip kararı ile belirlenen tedbirlerin … devamına”, aynı dosyadan 16.06.2020 tarihinde verilen ara kararda “ … bir yıllık kesin sürenin 25.12.2019 tarihinden itibaren 6 ay süre ile uzatılmasına karar verildiği ve bu sürenin 25.06.2020 tarihinde sona ereceği 7226 sayılı yasa ve 30.04.2020 tarihli 31114 nolu Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile gereği durma süresince işlemeyen 86 günlük sürenin 25.06.2020 tarihinden itibaren davacıya verilen kesin mühlete eklenmesine” şeklinde karar verildiği, mahkemenin 18.09.2020 tarih ve 2020/448 K. sayılı nihai kararı ile tüm davacılar yönünden davanın reddi ile verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nın 294/1. maddesi; “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez” hükmünü amirdir.
Somut olayda, alacaklı tarafından İstanbul 31. İcra Müdürlüğünün 2018/46595 Esas sayılı takip dosyası ile 24.12.2018 tarihinde şikayetçi ve diğer borçlular hakkında takip başlatıldığı, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.07.2018 tarihli ara kararı ile borçlular hakkında 3 (üç) aylık konkordato geçici mühlet kararı verdiği ve mühlet uzatma kararlarının mahkemenin 18.09.2020 tarihli, davanın reddine ilişkin nihai kararına kadar devam ettiği, dolayısıyla şikayet konusu takibin iş bu mühlet kararları içerisinde başlatıldığı görülmüş olup aslolan takip tarihindeki hukuki durum olduğundan takip tarihinden sonra anılan mühlet kararlarının kaldırılmasının sonuca etkili olmadığının kabulü gerekir.
O halde İlk Derece Mahkemesince, takip tarihi itibariyle mühlet kararının ayakta olduğu ve bu tarih itibariyle İİK’nın 294. maddesi hükmü gereğince hiç bir takip işlemi yapılamayacağı dikkate alınarak takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. 
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 08.11.2023 tarih ve 2022/2530 E. 2023/3684 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 02.06.2022 tarih ve 2021/1248 E. 2022/503 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Exit mobile version