Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Talimat icra dairesince, asıl icra dairesinin talimatı doğrultusunda gidilen borçlu adresinde alacaklının istihkak iddiasına itirazda bulunduğu görüldüğünden, talimat icra müdürlüğünce, haciz işleminin yapılarak, İİK'nun 97. ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletilmesi gerekirken alacaklının haciz ve muhafaza talebinin reddinin doğru olmadığı-

Talimat icra dairesince, asıl icra dairesinin talimatı doğrultusunda gidilen borçlu adresinde alacaklının istihkak iddiasına itirazda bulunduğu görüldüğünden, talimat icra müdürlüğünce, haciz işleminin yapılarak, İİK’nun 97. ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletilmesi gerekirken alacaklının haciz ve muhafaza talebinin reddinin doğru olmadığı-

Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi A. K. Sarıbaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, asıl icra dairesinin talimatı doğrultusunda gidilen borçlu adresinde haciz işlemi yapılmak istendiğinde, icra müdürlüğünce, işletmedeki malların borçluya ait olduğuna dair bulgu olmadığı, adrese ilişkin ibraz edilen kira sözleşmesinde üçüncü kişilerin taraf olduğu ve muvazaalı mal kaçırma iddialarının yargılamayı gerektirdiği açıklamaları 27/02/2015 tarihli haciz tutanağına geçirilmek suretiyle haciz talebinin reddedilmesini müteakip, alacaklının, talimat icra müdürlüğünün haciz talebinin reddine yönelik kararının iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Haciz cebri icra organı tarafından yapılan devlete ait egemenlik tasarrufu olup icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 79/1. maddesi gereğince, icra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. Yine aynı Kanun’un 85/1. maddesi gereğince, icra müdürlüğünce, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı, haczedilecektir (HGK’nun 10/06/2009 tarih, 12-213/244 sayılı kararı). İİK’nun 85 ve 79. maddelerinden çıkan ortak sonuç icra müdürüne haczin uygulanması konusunda takdir yetkisi tanınmadığıdır. İİK’nun 85. maddesi sadece “alacaklara yetecek miktarı” saptanması konusunda takdir hakkı tanımaktadır.

Buna göre; kural olarak, icra müdürünün haciz talebini yerine getirme konusunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığının kabulü gerekir. Ancak kural bu olmakla birlikte, İİK’nun 82. maddesine 02/07/2012 tarih ve 6352 Sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen son fıkrada yer alan “İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir” düzenlemesi karşısında, icra memurunun haczi talep edilen malın bu madde uyarınca haczinin kabil olup olmadığını değerlendirerek, bu doğrultuda haciz talebini yerine getirip getirmeme konusunda takdir yetkisi vardır. Görüldüğü gibi burada tanınan takdir yetkisi, İİK’nun 82. maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, haciz yapılan adresin üçüncü kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisi olmadığı gibi haczedilen şeyin İİK’nun 83/c maddesi kapsamında olup olmadığını takdir etme yetkisi de bulunmamaktadır.

İİK.nun 79. maddesi uyarınca haciz konulacak mallar başka yerde ise, takip yapan icra müdürü haczin yapılması için malların bulunduğu yerdeki icra dairesine talimat yazar. Talimat icra dairesinin görevi, asıl icra dairesinin talimatı doğrultusunda haciz işlemini yapmak ve varsa istihkak iddialarını tutanağa geçirmektir. Yapılan haciz nedeniyle istihkak iddiasında bulunulursa bu iddia ile ilgili İİK.nun 97 ve 99. maddelerinin uygulanmasına dair karar, asıl takibin yapıldığı icra dairesince verilir. Zira anılan işlem İİK.nun 79. maddesi kapsamında değildir. Talimat icra dairesinin haczi tamamladıktan ve istihkak iddialarını tutanağa geçirdikten sonra sözü edilen istihkak iddiası hakkında karar verilmek üzere dosyayı asıl icra dairesine göndermesi gerekir.

Somut olayda, talimat icra dairesince, asıl icra dairesinin talimatı doğrultusunda gidilen borçlu adresinde alacaklının istihkak iddiasına itirazda bulunduğu görülmüştür. Bu durumda, talimat icra müdürlüğünce, haciz işleminin yapılarak, İİK’nun 97. ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletilmesi gerekirken alacaklının haciz ve muhafaza talebinin reddi doğru değildir.

O halde, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, haciz işleminden sonra ilgilisince şikayet konusu yapılabilecek hususlar değerlendirilerek yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 26.04.2017 T. E: 2016/12983, K: 6540

Exit mobile version