Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçluların itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
İİK.nun 269/2 maddesinde ”borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılı,” İİK.nun 269/b maddesinde de “Borçlu itirazında kira akdini ve varsa mukavelenamede kendisine izafe olunan imzayı reddettiği takdirde alacaklı; noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tastik edilmiş bir mukavelenameye istinat ediyorsa merciden itirazın kaldırılmasını ve ihtar müddeti içinde paranın ödenmemesi sebebiyle kiralananın tahliyesini istiyebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda; Davacı alacaklı sözlü kira sözleşmesine dayanarak 21/12/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Ocak ayı ila Aralık ayı arasına ait toplam 9.000,00 TL kira ve 411,65 TL işlemiş faiz alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu şirket yetkilisi süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile; takibe konu sözlü kira sözleşmesi gereğince aylık kiranın 250,00 TL olduğunu, bu miktarın da PTT aracılığıyla havale edildiğini belirterek , davalı borçlu E. Akgün süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile ;alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek borca itiraz etmişlerdir. Davalı borçlular sözlü kira ilişkisine itiraz etmemişlerdir. Bu durumda; uyuşmazlık yargılamayı gerektirmez. Taraflar arasında sözlü kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık aylık kira miktarına yöneliktir. Davacı alacaklı aylık 750,00 TL üzerinden takip başlatmış, davalı borçlu şirket aylık kira bedelinin 250,00 TL olduğunu belirterek aylık kira miktarına karşı çıkmıştır. Kiraya veren aylık kira miktarını, kiracı kira bedelini ödediğini kanıtlamalıdır. Alacaklı kira parasının ne miktar olduğunu İcra İflas Kanunu’nun 68. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlayamamıştır.
Bu durumda mahkemece, davalının bildirdiği aylık kira miktarı dikkate alınarak işin esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle,davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. HD. 20.02.2018 T. E: 2017/4591, K: 2459