Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Tasarrufun İptali Davalarında Yetkili Mahkeme

5. Hukuk Dairesi         2021/8532 E.  ,  2021/12324 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

İİK’nın 277. maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkin olarak açılan davada Malatya 7. Asliye Hukuk ve Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, İİK’nın 277. maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasıdır.
Malatya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, tasarrufun iptali davalarının, genel yetki kurallarına göre HMK’nın 6. maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesinde görüleceği, davalılar birden fazla ise dava, davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği anlaşılmakla süresinde yetki itirazında bulunan davalının yerleşim yerinin Osmaniye olduğu, davanın davalının yetki itirazı nedeniyle Osmaniye Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davalı … vekilinin yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, davanın tasarrufun iptali davası olduğu, davalı … ve davalı … arasında yasa gereği zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, yetki itirazının aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan davalılarca birlikte ileri sürülmesi gerektiği, davalı … tarafından usulüne uygun olarak yapılan bir yetki itirazı bulunmadığı, bu nedenle davanın açıldığı ilk mahkeme olan Malatya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkisinin devam ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
İptal davaları için kanunda özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK’nın 6. maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Aynı Kanunun 7/1. maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK’nın 12. maddesinin uygulanma imkanı yoktur. İİK’nın 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi yasa gereğidir. Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukukî sonuç doğurmaz.
HMK’nın 6/1. maddesi uyarınca “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde “Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazını “ilk itiraz” olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.” hükmünü içermektedir. Son olarak; “Cevap dilekçesini verme süresi” başlıklı 127/1. maddesi ise “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkansız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir” şeklinde düzenleme getirmektedir.
Somut olayda; davalılardan …’ın cevap dilekçesi ile birlikte yetki itirazında bulunduğu, diğer davalı …’ın ise usulüne uygun yetki itirazında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı yer olan Malatya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Malatya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 01/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Exit mobile version