Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi D. Dilek tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunda; genel mahkemece verilen ihtiyati haciz ara kararı üzerine uygulanan ihtiyati hacizlerin, yine şikayetçinin başvurusu üzerine icra hukuk mahkemesince nakdi teminatın yatırılması sureti ile kaldırılmasına karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, yatırılan nakdi teminatın sunacakları teminat mektubu ile değiştirilmesi ve nakdi teminatın şikayetçiye iadesi talebinin ihtiyati haczin infazı ile görevli icra müdürlüğünce usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek 19.11.2019 tarihli müdürlük kararının iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddine karar verildiği, şikayetçi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, genel mahkemece yapılan yargılama sırasında ihtiyati hacze ilişkin verilen bir ara kararın (ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz kararının) infazı söz konusu olduğu, bu ihtiyati haciz hakkında bir takibin bulunmadığı görülmekle şikayetçinin talebinin ancak genel mahkemede yapılan yargılamada değerlendirilebileceğinden icra mahkemesinin talep hakkında karar verme görevi bulunmadığı, bu gerekçe ile şikayetin reddi gerekir ise de sair gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmekle sonucu itibariyle doğru mahkeme kararına karşı yapılan istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda; şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararı İİK’nun 281/2. maddesine göre verilmiş olup, gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün 2019/32528 E. sayılı dosyası ile herhangi bir icra takibinin başlatılmadığı, sadece genel mahkeme yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği görülmüştür.
Bu nedenle kararın infazına ilişkin inceleme görevi, ihtiyati haciz kararını veren İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup Bölge Adliye Mahkemesince, icra mahkemesinin talep hakkında karar verme görevi bulunmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin şikayetin reddine dair kararının ortadan kaldırılarak davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi yönünde yeniden hüküm kurulması gerekirken, icra mahkemesinin talep hakkında karar verme görevi bulunmadığı tespitine rağmen, şikayet reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. O halde; ilk derece mahkemesince, ihtiyati haciz hakkında bir takibin bulunmadığı, ihtiyati haczin ihtiyati tedbir niteliğinde olduğu değerlendirilerek ihtiyati tedbirin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesince incelenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 28.01.2021 tarih ve 2020/775 E. – 2021/210 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, kamu düzeni nedeniyle re’sen yapılan inceleme sonucu İstanbul Anadolu 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 20/01/2020 tarih, 2019/871 E. – 2020/34 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de, Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 30/11/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.
12. HD. 30.11.2021 T. E: 5721, K: 10785