12. Hukuk Dairesi2023 Yılıİhalenin FeshiTasarrufun İptali

Tasarrufun iptali davasının takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği, tapu kaydı üzerine konulan tedbir kararının ise üçüncü kişilere rızaen devir temlikinin önlenmesi yönelik olduğu, cebri icra ile yolu ile satışa engel nitelikte olmadığı

12. Hukuk Dairesi         2022/12484 E.  ,  2023/37 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki ihalenin feshi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddi ile şikayetçi aleyhine ihale bedelinin % 2’si oranında para cezasına karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı adına kayıtlı taşınmaza ilişkin 16.03.2022 tarihinde yapılan ihalenin satış işlemindeki hukuka aykırılıklar sebebiyle feshi gerektiğini, icra dosyasından diğer haciz alacaklılarına, ilgililere yapılan satış ilanı tebligatları ve kıymet takdir raporu tebligatların Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı şekilde yapıldığını, taşınmazın düşük bedelle satıldığını, dosyada borçlu sıfatının olmadığını, … 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/113 Esas 2021/32 Karar sayılı tasarrufun iptali kararının kesinleşmediğini satışın kesinleşmemiş ilama dayalı yapıldığını, tasarrufun iptaline ilişkin bu dosyada tedbir kararı verilmesi nedeni ile satış yapılamayacağı belirterek, 16.03.2022 tarihinde yapılanan ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın, müvekkilinin alacağına ulaşmasını geciktirmek için açıldığını, kıymet takdir tutanağı ve satış ilanı tebligatlarının usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacı borçluya gönderilen tebligatların Tebligat Kanunu gereğince ilamda yazılı vekiline tebliğ edildiğini, davacının, kıymet takdirine itiraz davası açtığını davanın reddedildiğini, satış ilanının, davacı vekiline 12.01.2022 tarihinde e-tebliğ yolu ile tebliğ edildiğini, zorunluluk olmamasına rağmen davacıya yurtdışı tebligat ile satış ilanının tebliğ edildiğini, taşınmaz için takdir edilen bedelin 900.000 TL olduğunu, açık arttırmaya yoğun katılım olduğunu ve 890.100 TL bedel ile ihalenin sonuçlandığını, dava konusu taşınmazın satılarak satış bedelinin alacaklı müvekkile ödenmesine dair … 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/113 Esas sayılı tasarrufun iptali davasının kesinleşmesi gerektiğini, tasarrufun iptali davalarında verilen kararların kesinleşmeden infaz edilebileceği açık olduğunu, öncelikle davacının davasının İİK 134/2 maddesi gereği usulden reddine, esastan inceleme yapılması halinde haksız ve zaman kazanmak amaçlı davanın reddi ile İİK 134/5. maddesi gereği ihale bedelinin %10’u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; tebligat eksikliği veya usulsüzlüğü nedeni ile ihalenin feshini isteme hakkı sadece kendisine tebligat yapılmayana veya usulsüz tebliğ yapılana ait olduğu, İhalenin feshini isteyen borçlu kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının/ kıymet takdiri raporunun/ diğer tebligatların tebliğ edilmediğini veya usulsüz tebliğ edildiğini ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği, davacıya kıymet takdiri raporunun usulüne uygun olarak e-tebligat 25.05.2021 tarihinde vekiline usulüne uygun tebliğ edildiği, hatta kıymet takdirine ilişkin şikayet yoluna başvurulduğu, bu şikayetinde icra dosyasındaki 900.000,00 TL değerin yüksek olduğunun ileri sürüldüğü, şu aşamada ileri sürdüğü iddiasında ise taşınmazın değerinin en az 1.000.000,00 TL olması gerektiği beyan edilmiş, çelişkili olan bu yöndeki iddialarına da itibar edilmediği, … 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/113 Esas, 2021/32 Karar sayılı kararında ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına hükmedildiği, tapu kaydına şerhedilen tedbir kararları taşınmazın üçüncü kişilere “rızaen devir ve temlikinin önlenmesine” yönelik olduğu, karar, cebri icra yolu ile satışı engelleyecek ve icra dosyasındaki takibi durduracak nitelikte olmadığı gibi, tedbir kararında ve dava dosyasında takip alacaklısı taraf olmadığı, taşınmazın rızai devrini engellemek amacıyla konulan ve icra dosyasından söz edilmeyen tedbir kararları, cebri icra sonunda yapılacak satışı durdurmayacağı, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı da ihalenin feshi sebebi olarak kabul edilmediği, tasarrufun iptaline ilişkin ilamın HMK’nın 367/2 maddesi kapsamında kalmadığından dayanak ilamın icrası için kesinleşme şartı aranmadığı, İhale edilen taşınmazlara ilişkin açık arttırma tutanağının incelenmesinde; icra müdür yardımcılarının, tellalın, ihale alıcısının ve alacaklı vekilinin imzasının yer aldığı, ihalenin başlangıç ve bitiş saatine uygun olarak başlatıldığı ve bitirildiği, tutanağa göre tellalın üç defa seslendiği, kıymet takdirinin üzerinden 2 yıl geçmediği, ihale bedelinin taşınmazların muhammen bedelinin %50’sinden fazla olduğu ve satış masraflarını karşıladığı, ilanın e-satış portal üzerinden de yapıldığı, yazılı başvuru ile belediyeden tellal istendiği, satış ilanının gazetede ilan edildiği ve satış kararında yazılı hususların yerine getirildiği, şikayetçi tarafından ileri sürülen ihalenin feshi nedenlerinin yerinde bulunmadığı, resen yapılan değerlendirmede feshi gerektiren bir olguya rastlanmadığı görülmekle, ihalenin feshi şikayetinin reddine ve ihale bedelinin ileri sürülen şikayet sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddi ile dosya kapsamı itibariyle takdiren % 2’si oranında para cezasının şikayet edenden tahsili ile Hazineye gelir kaydına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; icra dosyası içerisinde diğer haciz alacaklılarına – ilgililere yapılan satış ilanı tebligatları ve kıymet takdir raporu tebligatlarının tebligat kanunu hükümlerine aykırı şekilde yapıldığını, ihale konusu taşınmazın borçlu müvekkilini zarara uğratacak şekilde düşük bedelle satıldığını, … 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/113 E. 2021/32 K. sayılı ilamının tebliği üzerine, tehir-i icra talepli olarak istinaf kanun yoluna başvurduklarını, … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2021/641 E. ve 31.08.2021 tarihli kararı ile icranın geri bırakılmasına karar verildiğini akabinde, … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen karar üzerine taraflarınca tehir-i icra talepli olarak temyiz yoluna başvurulduğunu, anılan karar henüz kesinleşmediğini, dava konusu satışın kesinleşmemiş bir ilama dayandığını, ayrıca taşınmaz hakkında … 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/113 E. sayılı dosyasından 14.03.2017 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiğini, yerel mahkemenin 09/02/2021 tarihli ve 2017/113 E.-2021/32 K. sayılı kararında ise 14.03.2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devam etmesine hükmedildiğini, mezkur karar kesinleşmediğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin satış ilanının ve diğer tebligatların usulüne uygun olarak borçluya ve diğer ilgilere tebliğ edilmediğini belirtmiş ise de davacı borçlu vekiline satış ilanı tebligatı 12/01/2022 tarihinde usulüne uygun olarak e-tebliğ olarak tebliğ edildiği, diğer kişilere ilişkin tebligatların yapılmadığı iddiasının ancak ilgilisi tarafından ileri sürülebileceğinden bu yöndeki iddiaları yerinde görülmediği, davacı vekilince kıymet takdir raporu tebligatlarının tebligat kanunu hükümlerine aykırı şekilde yapıldığını, ihale konusu taşınmazın borçlu müvekkilini zarara uğratacak şekilde düşük bedelle satıldığını belirtmiş ise de davacı vekilinin … 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/830 Esas-2021/1066 Karar sayılı ilamı ile kıymet takdir raporuna taşınmazın değerinin daha düşük olması gerektiğinden bahisle itiraz ettiği, mahkemece yapılan keşif ve hazırlanan rapor dikkate alınarak kıymet takdirine yapılan itiraz yerinde görülmeyerek davanın reddine karar verildiği, ihale bedelinin ise taşınmaz muhammen bedelinin %50’si ve satış masraflarının üzerinde olduğu anlaşıldığından davacının bu yöndeki iddialarının yerinde görülmediği, davacı vekilince takibe dayanak olan … 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/113 E. 2021/32 K. sayılı ilamının kesinleşmediğini ve mahkemece taşınmaz üzerine tedbir bulunduğunu, bu hususların satışa engel olduğunu belirtmiş ise de tasarrufun iptali davasının takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği, tapu kaydı üzerine konulan tedbir kararının ise üçüncü kişilere rızaen devir temlikinin önlenmesi yönelik olduğu, cebri icra ile yolu ile satışa engel nitelikte olmadığı değerlendirildiğinden davacı vekilinin bu hususlara yönelik iddiaları da yerinde görülmediği, dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı, kamu düzeni nedeniyle yapılan incelemede; satış ilanında satış yeri ve zamanının belirtildiği, elektronik ortamda ilanın yapıldığı, kesinleşen kıymet takdirinden itibaren 2 yıl geçmeden taşınmazın satışa çıkarıldığı, satış ilanındaki gün ve saatlere uyulduğu, arttırmada ihale bedelinin, satış ve paraların paylaştırılması giderleri ile muhammen bedelin %50’sini karşıladığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, … Gayrimenkul Satış İcra Dairelerinin 2021/844 Esas sayılı dosyasından 16.03.2022 tarihinde satışı yapılan 8105 ada 17 parsel 4 nolu bağımsız bölüme ilişkin ihalenin feshi talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İcra İflas Kanununun 134 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1-Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı aleyhine taktir edilen para cezasına ilişkin re’sen yapılan değerlendirmede;
İİK’nun ihalenin feshi şikayetine ilişkin usül ve esasları belirten 134. maddesine 24/11/2021 tarih ve 7343 sayılı Yasanın 27.maddesi ile eklenen fıkra ile;
“İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir.
Ancak ihalenin feshi talebinin usulden reddi gereken hâllerde duruşma yapılmadan da karar verilebilir. İcra mahkemesi;
1. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi nedeniyle,
2. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler bakımından feragat nedeniyle,
3. İşin esasına girerek,
talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkûm eder.” hükmü getirilmiştir.
Düzenlemenin gerekçesi, ihalenin feshi talebi yukarıdaki sebeplerle reddedilen davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre para cezasının taktir edilebilmesini sağlamaktır.
Mahkeme, para cezasına hükmedecekse oranını davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre ölçülü şekilde belirlemelidir.
Para cezasının oranı, hem istinaf aşamasında, hemde temyiz aşamasında re’sen değerlendirilir.
Para cezasının oranına ilişkin değişikliğin, ne zaman, ne şekilde uygulanacağına ilişkin olarak İİK’na 24/11/2021 tarih ve 7343 sayılı Yasanın 33. maddesi ile eklenen GEÇİCİ MADDE 18/4. maddesi;
“134 üncü maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan değişiklikler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan ihalenin feshi talepleri hakkında uygulanmaz. Ancak, ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkûmiyete ilişkin hüküm görülmekte olan ihalenin feshi talepleri hakkında da uygulanır.Temyiz kanun yolu incelemesi aşamasında bulunan dosyalar bakımından para cezasının oranına ilişkin olarak yapılan değişiklik tek başına bozma nedeni yapılamaz. Yargıtay değişikliği uygulamak suretiyle hükmü düzeltebilir.” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenlemeler dikkate alınarak ihalenin feshi talebinin esastan reddi nedeni ile şikayetçi aleyhine hükmedilen para cezasının oranı değerlendirildiğinde;
Somut uyuşmazlıkta, şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %2’si oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanunla değişik İİK’nun 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olduğu görülmekle, Anayasanın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %2’si olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacaktır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının para cezasına ilişkin 2 numaralı bendinde yer alan “% 2’si oranında hesaplanan 17.802,00 TL” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “% 5’i oranında ” ibaresinin yazılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2 ve 7343 sayılı Yasanın 33. maddesi ile eklenen GEÇİCİ MADDE 18/4. maddelerinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu