T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2024/1631
KARAR NO: 2024/6658
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 21/12/2023
NUMARASI : 2022/3891-2023/4245
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İlamlı takipte, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunarak haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kısmen kabulü ile dava konusu mesken niteliğindeki taşınmazın şikayet edenin haline münasip ev alması için gerekli olan 2.000.000,00 TL’den aşağı olmamak üzere satışının yapılmasına karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, “taşınmaz üzerindeki haczin, şikayet tarihi olan 07/09/2021 tarihi itibari ayakta ve geçerli olduğu ancak; ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin kısmen kabulüne dair 22.06.2022 tarihi itibari alacaklının, bir yıllık sürede dava konusu taşınmaza ilişkin satış talep etmediği, her ne kadar 27.07.2021 tarihinde satışa esas olmak üzere taşınmazın kıymet takdirini talep ettiği ve 30.07.2021 tarihi itibari ile de 1500,00TL avans yatırılmış ise de alacaklı tarafından açıkça taşınmazın satışı talep edilmediği, bu nedenle taşınmaz üzerindeki haczin İİK 110/1 maddesi uyarınca karar tarihinden önce düştüğü belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiği, kararın alacaklılar tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 82. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK’nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde ise şikayetin incelenmesi sırasında haczin ayakta olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kaldığının kabulü gerekeceğinden, şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekecektir.
Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için İcra Müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. İİK’nın 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak İcra Müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz üzerine 17.06.2021 tarihinde haciz konulduğu, haciz tarihi itibariyle İİK’nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 07.09.2021 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olduğu; İlk Derece Mahkemesi karar tarihi 22.06.2022 itibarı ile alacaklının, bir yıllık sürede dava konusu taşınmaza ilişkin satış talep etmediği, ancak meskeniyet şikayetine konu taşınmaz ile ilgili icra takibinde, meskeniyet şikayetini inceleyen Şile İcra Hukuk Mahkemesinin 21/09/2021 tarihli tensip tutanağının 10 numaralı ara kararı ile 42 ada 24 parsel numaralı dava konusu taşınmazın satış işlemlerinin durdurulmasına karar verildiği, bu tarih itibariyle satış isteme süresi durduğundan haczin düşmediği anlaşılmıştır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf edilen kararın esasının incelenmesi gerekirken haczin düştüğüne yönelik hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 21/12/2023 tarih ve 2022/3891E.-2023/4245 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.