Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Tefrik edilen davanın ayrı ve bağımsız bir dava olduğu, bu nedenle asıl dava ile birlikte  yargılaması devam ederken asıl davadan tefrik edilen dava yönünden, yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine ayrıca hükmedilmesi gerektiğinin göz önünde bulundurulmaması hatalı olmuştur. 

T. C.
Y A R G I T A Y
9 .    H U K U K    D A İ R E S İ 
T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A
Y A R G I T A Y   İ L A M I
Esas    No : 2024/3465
Karar No : 2024/5084
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ    : İzmir 17. İş Mahkemesi
TARİHİ                                              : 12.10.2022
EK KARAR TARİHİ :  23.11.2022
SAYISI                                               : 2022/358 E., 2022/326 K.
DAVA TARİHİ : 02.09.2019
KARAR : Davanın reddi
KANUN YARARINA
TEMYİZ EDEN :  T.C. Adalet Bakanlığı
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen ve tefrik edilen alacak davasında davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilince 15.11.2022 tarihli dilekçe ile gerekçeli kararda lehlerine avukatlık vekalet ücretine hükmedilmediği iddiasıyla bu durumun düzeltilmesinin talep edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince 23.11.2022 tarihli ek karar ile talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilince 23.11.2022 tarihli ek kararın istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 06.01.2023 tarihli ve 2023/69 Esas, 2023/2 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının miktar itibarıyla kesin olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
 İstinaf incelemesinden geçmeden kesinleşen İlk Derece Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirket nezdinde çalışmalarının 2004 yılında başladığını, davacının iş sözleşmesinin 01.06.2019 tarihinde işveren tarafından haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedilerek sona erdirildiğini, işveren nezdindeki çalışmalarının fasılalı ve çoğunluğu sigortasız olarak gerçekleştiğini, davacının son aylık ücretinin 3.300,00 TL olduğunu, davacının, fırında ekmek hamur ustası olarak 06.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, Ramazan aylarında ise gece saat 00.00’da çalışmaya başladığını, akşam iftar saatine kadar çalıştığını, davacının bu çalışma düzeni ile hafta tatili olmaksızın haftanın her günü çalıştığını, davacının çalışmış olduğu fasılalı  dönemlerin hiçbirinde   yıllık izin kullanmamış olup davalı işveren tarafından davacıya kullanmadığı yıllık izinlerin ücretinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davalı  Şirkete ait işyerinin ekmek fırını olduğunu, fırın işçilerinin günlük yevmiye alarak çalıştıklarını,  her gün iş bitimi o günlük emeğinin karşılığını, içerisinde varsa fazla çalışma ücreti, asgari geçim indirimi, izin ücreti gibi tüm işçi alacakları dahil olmak kaydıyla nakit olarak aldıklarını, tezgahta sıcak ve taze ekmek bulunması amacıyla gece ve gündüz olmak üzere 2 vardiya halinde çalışma yapıldığını, gün içerisinde fazla çalışma söz konusu olmadığını, bayramlarda ve tatillerde çalışan işçilere çift yevmiye ödendiğini, davacının müvekkili Şirketten hiçbir işçi alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesince 2019/54 Esasına kayıtlı davanın 06.10.2022 tarihli duruşmasında, hafta tatili, yıllık izin ile ulusal bayram ve genel tatil alacakları bakımından davanın tefriki ile somut dosya esasına kaydedilmesine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arabuluculuk son tutanağında hafta tatili, yıllık izin ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının görüşülmediği, davacı tarafça dava şartının yerine getirilmemiş olması sebebiyle davacının hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
3. Davalı vekilince 15.11.2022 tarihli dilekçe ile gerekçeli kararda lehlerine avukatlık vekalet ücretine hükmedilmediği iddiasıyla bu durumun düzeltilmesinin talep edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince 23.11.2022 tarihli ek karar ile talebin reddine karar verilmiştir.
4. İlk Derece Mahkemesi ek kararına karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 06.01.2023 tarihli ve 2023/69 Esas, 2023/2 Karar sayılı kararı ile dava değerinin istinaf sınırının altında olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktardan reddine karar verilmiş olmakla İlk Derece Mahkemesi kararı istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı; davalının tefrik kararı öncesinde kendisini vekille temsil ettirdiği dikkate alınarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi  gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının  bozulması istemi ile kanun yararına   temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davadan tefrik edilen davanın usulden reddine karar verilmesi halinde kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar  kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. 6100 sayılı Kanun’un “Yargılama giderlerinin kapsamı” kenar başlıklı 323 üncü maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
” (1) Yargılama giderleri şunlardır:
..
ğ) Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti.
…”
4. 6100 sayılı Kanun’un “Yargılama giderlerine hükmedilmesi” kenar başlıklı 332 nci maddesinin birinci fıkrasına göre yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedilir.
5. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin (Tarife) “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” kenar başlıklı 7 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
“Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.”
6. Tarife’nin “Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” kenar başlıklı 13 üncü maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
” (1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
…”
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin,  kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacağının tahsili için açtığı dava Mahkemenin 2019/54 Esasına kaydedilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince 2019/54 Esasına kayıtlı asıl davanın 06.10.2022 tarihli duruşmasında,  hafta tatili, yıllık izin ve ulusal bayram genel tatil alacakları bakımından davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
3. Asıl davadan tefrik edilen somut davada ise duruşma yapılmaksızın davanın, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
4. Tefrik edilen dava, asıl davadan ayrı ve bağımsız bir davadır. Bu sebeple bu dava yönünden kurulacak hükümde yargılama gideri ve vekalet ücretine ayrıca hükmedilmelidir.
5. Somut dosyada her ne kadar İlk Derece Mahkemesince tefrik edilen davada davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ise de bu kabul isabetli değildir. Şöyle ki asıl davadan tefrik edilen dava, asıl dava ile birlikte görülmeye başlanmış ve  yargılama sırasında davalı kendisini vekille temsil ettirmiştir.  Bu durumda, tefrik edilen dava yönünden verilecek hükümde 6100 sayılı Kanun’un 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi ve 332 nci maddesinin birinci fıkrası ile karar tarihinde yürürlükte olan Tarife’nin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 13 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca  davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmelidir.
6. Tefrik edilen davanın ayrı ve bağımsız bir dava olduğu, bu nedenle asıl dava ile birlikte  yargılaması devam ederken asıl davadan tefrik edilen dava yönünden, yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine ayrıca hükmedilmesi gerektiğinin göz önünde bulundurulmaması hatalı olmuştur. 
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Exit mobile version