Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Tevzi Biriminden Dosya Sorgulanmasına ilişkin İİDB Görüş Yazısı

T.C.

ADALET BAKANLIĞI

İcra İşleri Dairesi Başkanlığı

Sayı  : 86420598-249/5377                                                                              31.07.2024

Konu : Tevzi Biriminden Dosya Sorgulanması

BAKIRKÖY İCRA DAİRELERİ BAŞKANLIĞINA

İlgi : a) Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 24.03.2023 tarihli ve E-92358809-045.02-14229/9764 sayılı yazısı.

  1. Mevzuat Genel Müdürlüğünün 28.03.2023 tarihli ve 39510391-2015-271.01 01-358/2017

sayılı yazısı.

  1. 04.2024 tarihli ve 2024/884 muhabere sayılı yazınız.

Avukatlar tarafından dilekçeyle başvurularak bir takip dosyasına bağlı olmaksızın T.C. kimlik numarası veya vergi kimlik numarası ile icra takip dosyalarının tespiti ve taraflarına bildirilmesinin talep edildiği, icra tevzi bürosunun söz konusu talepleri karşılamakla görevli olmadığı ve sorgulama işlemlerinin KVKK’ya aykırı olacağından taleplerin kabul edilmediği belirtilerek avukatlarca yapılan bu türden taleplerin artmış olması nedeniyle bu hususta ilgi (c) sayılı yazı ekinde gönderilen Bakırköy İcra Tevzi Bürosunun 22.04.2024 tarihli ve 2024/470 muhabere sayılı yazısı ile görüş talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.

Mevzuat hükümlerinin incelenmesinde;

Anayasa’nın “Özel hayatın gizliliği ” başlıklı 20’nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında;

“Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.” hükmüne,

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (KVKK) “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde “(1) Bu Kanunun uygulanmasında;

  1. a) Açık rıza: Belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rızayı,

ç) İlgili kişi: Kişisel verisi işlenen gerçek kişiyi,

  1. Kişisel veri: Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi,
  2. Kişisel verilerin işlenmesi: Kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi

bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlemi,

ğ) Veri işleyen: Veri sorumlusunun verdiği yetkiye dayanarak onun adına kişisel verileri işleyen gerçek veya tüzel kişiyi,

ı) Veri sorumlusu: Kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişiyi,

ifade eder.” hükmüne,

KVKK’nın “Genel ilkeler” başlıklı 4’üncü maddesinde “(1) Kişisel veriler, ancak bu Kanunda ve diğer kanunlarda öngörülen usul ve esaslara uygun olarak işlenebilir.

(2) Kişisel verilerin işlenmesinde aşağıdaki ilkelere uyulması zorunludur:

  1. Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun
  2. Doğru ve gerektiğinde güncel
  3. Belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenme.

ç) İşlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma.

  1. İlgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza ” hükmüne,

KVKK’nın “Kişisel verilerin işlenme şartları” başlıklı 5’inci maddesinde “(1) Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez.

ç) Veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması.

  1. İlgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması.
  2. Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması.
  3. İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması.” hükmüne,

2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) “Elektronik işlemler” başlıklı 8/a maddesinin altıncı ve yedinci fıkrasında “Alacaklı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden bu sisteme entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla dosya safahat bilgileri ile borçlunun mal, hak veya alacağını elli kuruş karşılığında sorgulayabilir (…). Bu miktar her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme

oranında artırılır. Adalet Bakanlığı yeniden değerleme oranında artırılan ücreti beş katına kadar artırmaya ve azaltmaya ayrıca gün ve dosya esaslı olmak üzere belirli sayıdaki sorgulamayı ücretten istisna tutmaya yetkilidir. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinden bu ücret alınmayacağı gibi alacaklının bir gün içinde aynı dosya üzerinden beş kez yapacağı sorgudan da ücret alınmaz. Bu kapsamda alınacak ücret Adalet Bakanlığının belirleyeceği usule göre tahsil edilir ve takip gideri olarak borçluya yüklenemez.

Elektronik işlemlerin Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla yapılmasına dair usul ve esaslar, Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne,

İİK’nın “Haciz” üst başlıklı “Talep Müddeti” kenar başlıklı 78’inci maddesinin birinci fıkrasında “Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı, haciz konmasını isteyebilir. Ancak, alacaklı dilerse haciz talebinde bulunmaksızın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden, bu sisteme entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağını sorgulayabilir. Sorgulama sonunda Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi, varsa borçlunun mal, hak veya alacağının mahiyeti ve detayı hakkında bilgi verir ve bu durumda sistem üzerinden de haciz talep edilebilir. Bu takdirde icra dairesi, tespit edilen mal, hak veya alacağı elektronik ortamda haczeder. Sorgulama sonunda edinilen bilgiler hukuka aykırı olarak paylaşılamaz. Sorgulama ve haciz işlemlerinin yürütülebilmesi için kamu kurum veya kuruluşları ile 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi ile kendi sistemleri arasında entegrasyonu sağlar. Sorgulamanın tür, kapsam ve sınırı ile diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.” hükmüne,

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Kanunla değişik 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında “Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlıdır. Derdest davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir.” hükmüne,

Mezkûr Kanun’un “İşlerin stajyer veya sekreterle takibi, dava dosyalarının incelenmesi ve dosyadan örnek alma” başlıklı 46’ncı maddesinde “Avukat, işlerini kendi sorumluluğu altındaki stajyeri veya yanında çalışan sekreteri eliyle de takip ettirebilir, fotokopi veya benzeri yollarla örnek aldırabilir. Avukatın onanmasını istemediği örnekler harca tâbi değildir.

Avukat veya stajyer, vekâletname olmaksızın dava ve takip dosyalarını inceleyebilir. Bu inceleme isteğinin ilgililerce yerine getirilmesi zorunludur. Vekâletname ibraz etmeyen avukata dosyadaki kağıt veya belgelerin örneği veya fotokopisi verilmez.” hükmüne,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Dosyanın taraflar ve ilgililerce incelenmesi” başlıklı 161’inci maddesinde “(1) Zabıt kâtibinin gözetimi altında taraflar veya fer’î müdahil, dava dosyasını inceleyebilir. Dava ile ilgili olanlar da bunu ispatlamak kaydı ve hâkimin izniyle dosyayı inceleyebilir.

(2) Gizli olarak saklanmasına karar verilen belge ve tutanakların incelenebilmesi hâkimin açık iznine bağlıdır.” hükmüne yer verilmiştir.

Mevzuat hükümlerinin ikincil düzenlemeler yönünden incelenmesinde;

11.04.2005 tarihli ve 25783 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği’nin “Tevzi işlemleri” başlıklı 14’üncü maddesinde “Takip ve diğer işler belirli kriterlere göre dairelere tevzi edilir. Birden fazla icra ve iflâs dairesi olan yerlerde, her daireye eşit ağırlıkta iş gönderilmesi sağlanır. Tevzi kriterleri Adalet Bakanlığı tarafından belirlenir.” düzenlemesine,

22.01.2022 tarih ve 31727 Resmî Gazete’de yayımlanan Mal, Hak veya Alacağın Ulusal Yargı Ağı

Bilişim Sistemi Üzerinden Sorgulanması Hakkında Yönetmelik’in “Sorgulamanın konusu” başlıklı 5’inci maddesinde “(1) Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra alacaklı tarafından, mal beyanını beklemeksizin UYAP üzerinden, bu sisteme entegre edilmiş olan kamu kurum veya kuruluşları, 5411 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar ile benzer mahiyette kayıtları tutan kurum ve kuruluşların veri tabanında yer alan borçluya ait mal, hak veya alacaklar sorgulanabilir.” düzenlemesine,

Mezkûr Yönetmelik’in “Sorgulama yetkisi” başlıklı 6’ncı maddesinde “(1) Sorgulama işlemi, UYAP ortamında alacaklı taraf vekili olarak ilgili icra dosyasına kaydedilmiş avukatlar ile sistem altyapısı oluşturulduğu takdirde gerçek veya tüzel kişi alacaklılar tarafından ilgili portal üzerinden yapılabilir.” düzenlemesine,

Mezkûr Yönetmelik’in “İcra dosyası sorgusu” başlıklı 11’inci maddesinde “(1) Borçlunun, alacaklı taraf olarak kayıtlı olduğu icra dosyası olup olmadığının tespiti amacıyla UYAP veri tabanında yapılacak sorgulama işlemidir.

06.08.2015 tarihli ve 29437 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesinde

“(1) Bu Yönetmelikte geçen;

  1. Tevzi: Birimdeki işlerin niteliği ve kapsamı dikkate alınarak görev, yetki ve iş bölümü esaslarına göre elektronik ortamda dağıtılmasını,
  2. Tevzi bürosu: Tevzi işleminin yapıldığı yeri,
  3. Tevzi kriterleri: İşlerin niteliği ve kapsamına göre tevzi puanı verilerek adil bir şekilde dağıtılması için belirlenen esasları,

” düzenlemesine,

Mezkûr Yönetmelik’in “Dosyaların incelenmesi ve örnek alma” başlıklı 202’nci maddesinde “(1) Zabıt kâtibinin gözetimi altında taraflar veya fer’î müdahil, dava dosyasını inceleyebilir. Dava ile ilgili olanlar da bunu ispatlamak kaydıyla başkan veya hâkimin ya da bu konuda yetkilendirdiği yazı işleri müdürünün izniyle dosyayı inceleyebilir.

Ayrıca bu konuya ilişkin olarak Bakanlığımız Mevzuat Genel Müdürlüğü ile Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün görüşleri de alınmıştır.

İlgi (a) sayılı yazıda “…1-Avukatlar ve stajyerlerin, vekâletname olmaksızın dava ve takip dosyalarını zabıt kâtibinin gözetiminde her zaman inceleme yetkisinin bulunduğu,

İlgi (b) sayılı yazıda “…Sonuç olarak, 1136 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin gerekçesi ve 6698 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası birlikte dikkate alındığında, avukatın vekaletname ibraz etmeksizin hiçbir sınırlamaya tabi tutulmadan, teknolojinin sunduğu imkanların ölçüsüz ve sınırsız bir şekilde kullanılması suretiyle, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya ad ve soyad ile vekaletnamesini alma düşüncesi veya ihtimali bulunmayan üçüncü kişilere ait kişisel veri olarak kabul edilmesi gereken icra takip dosya bilgilerinin elektronik ortamda sorgulamasının kanuni dayanağının bulunmaması nedeniyle mümkün olmadığı değerlendirilmektedir…” görüşüne yer verildiği anlaşılmıştır.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve görüş yazıları bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde;

KVKK’da kişisel veriden ne anlaşılması gerektiği ile kişisel verileri işleme ve paylaşma şartları açıkça düzenlenmiştir. Buna göre kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade etmektedir. Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere ” … adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, IP adresi, e-posta adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri, sağlık bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm veriler …” kişisel veri olarak kabul edilmektedir (Anayasa Mahkemesinin 09.04.2014 tarihli ve E.2013/122, K.2014/74; 02.10.2014 tarihli ve E.2014/149, K.2014/151; 25.12.2014 tarihli ve E.2014/74, K.2014/201; 19.03.2015 tarihli ve E.2014/180, K.2015/30; 12.11.2015 tarihli ve E.2015/32, K.2015/102

sayılı kararları).

KVKK’da kişisel veri işleme şartları ve aktarma şartları düzenlenmiş olup, genel nitelikteki kişisel

verilerin işlenmesi için ilgili kişinin açık rıza göstermesi gerektiği ifade edilmiş ve ilgilinin açık rızası aranmaksızın veri işlenebilecek hâller düzenlenmiştir. Bu hâllerden biri de Kanunda açık hüküm bulunması durumunda ilgili kişinin açık rızası aranmadan bu kişiye ait kişisel verilerinin işlenebilmesidir.

Bu konuya ilişkin olarak Başkanlığımıza ulaşan farklı görüş taleplerinden de, avukatların icra tevzi bürosuna başvurarak ilgisini belirtmeksizin birden çok T.C. kimlik numarası veya vergi numarası bildirmek suretiyle bu kişilerin taraf olduğu icra dosyalarının sorgulanması ve taraflarına bilgi verilmesini talep ettikleri bilinmektedir.

İlgili mevzuatta avukatlara görevlerini yerine getirirken gerek duydukları bilgi ve belgeleri inceleme imkânı tanındığı, bu doğrultuda vekâletname ibraz edilmediği hâllerde dahi avukat veya stajyer avukat tarafından dava ve takip dosyalarının örneği veya fotokopisi verilmeksizin incelenebilmesinin temini amacıyla kurumlar tarafından gerekli kolaylığın sağlanmasına yönelik düzenlemeler getirildiği anlaşılmaktadır. Bir başka anlatımla avukatın vekâletini alacağı bir iş hakkında dava veya takip dosyasının avukata en doğru bilgiyi vereceğinden hareketle, avukatın bunları vekâletnamesi olmadan da tetkik etmesine imkân verilmektedir. Ancak tanınan bu yetkinin sınırsız olmadığı, gerekli kolaylığın sağlanmasında ölçülülük ilkesinin esas alınmasının gerektiği, “avukatların görevlerinin yerine getirilmesi” ibaresi ile de bu ölçünün sınırlarının çizildiği değerlendirilmektedir. Bu değerlendirmenin yapılması aşamasında dava dosyası ile icra dairesinde yapılacak işlemler açısından farklılıklar bulunmaktadır. Başkanlığımızca yapılan değerlendirme ise icra dosyalarının avukatlar tarafından incelenmesine ve icra dosya bilgilerine ulaşılmasına ilişkin bir değerlendirmedir.

Borçluya ait icra dosyalarının sorgulanması bakımından mevzuatta özel düzenlemeler yapılmıştır. İcra dosyalarının sorgulanmasına yönelik icra işlemlerinin icra takibinin kesinleşmesine bağlandığı ve bu konunun Avukatlık Kanunu’na göre daha özel düzenleme olarak İİK’da hüküm altına alındığı görülmektedir. Uygulamada, icra takibinin kesinleşmesi üzerine icra dairesince UYAP ortamında kesinleşme şerhi işlenmektedir. Kesinleşen icra dosyalarından alacaklı avukatına Avukat Portal üzerinden daha az emek harcayarak icra dosya sorgusu yapma imkânı tanınmıştır. Ayrıca icra dairesine müracaat etmek suretiyle icra dosyası borçlusunun alacaklı olarak yer aldığı takip dosyalarının sorgulanmasını talep etme imkânı da bulunmaktadır. Yapılan bu sorgulama sonucunda, takibin kesinleşmesi ile aleyhine haciz istenebilen takip borçlusunun alacaklı olduğu tüm icra dosyaları görülebilmektedir. Bu şekilde icra dosya bilgisine ulaşan avukat tarafından icra dairesine müracaat edilerek vekâletname olmaksızın ilgili icra dosyalarının incelenebilmesine engel bir düzenleme bulunmamaktadır.

Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 20.05.2021 tarihli ve 2021/511-512-513 sayılı kararları ile kişisel verilerin ihlal edildiğine ilişkin başvurunun yukarıda anılan mevzuat hükümlerine atıf yapılmak suretiyle ve nihayetinde “alacaklı vekili avukatlara borçluların alacaklı olduğu icra takip dosyalarında bulunan kişisel verilerin hukuka aykırı olarak aktarılması iddiası bakımından 6698 sayılı Kanun kapsamında yapılacak bir işlem bulunmadığına” denilmek suretiyle karar verildiği, kararda açıkça “alacaklı vekili avukatlara” ibaresi kullanılmak suretiyle alacaklı ile vekâlet ilişkisi bulunan avukatlara işaret edildiği anlaşılmaktadır.

Birden fazla icra dairesi bulunan mahallerde her daireye eşit ağırlıkta iş gönderilmesinin sağlanması amacıyla Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen kriterlere göre takip ve diğer işlerin icra dairelerine tevzi edilmesi amacıyla Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelikteki düzenlemeler esas alınarak tevzi büroları oluşturulmuştur. Bu büroların görevleri yönetmelikle belirlenmiştir. İcra dosyalarının sorgulanmasına ilişkin olarak tevzi bürosuna yüklenen bir görev bulunmamaktadır. İcra tevzi bürolarınca bu bilgilere

ulaşılabiliyor olmasının nedeni tevzi işlemleri nedeniyle oluşacak ihtilafların giderilmesine ve hataların tespitine hizmet etmektedir.

Bu itibarla;

Borçlu yönünden icra dosya sorgusunun takibin kesinleşmesine bağlandığı ve dosya sorgusunun yapılabilmesi amacıyla avukatlara UYAP ortamında gerekli kolaylığın sağlandığı, takibin kesinleşip kesinleşmediğinin başka bir anlatımla Kanunda belirtilen ödeme emrindeki müddetin geçmesi ve borçlu itiraz etmiş ise itirazının kaldırılması şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin icra tevzi bürosunca değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca tevzi bürosuna bu konuda mevzuatta bir görev yüklenmediği,

Avukatların temsil ettikleri müvekkillerine borçlu olmayan üçüncü gerçek kişilerin isim veya T.C. kimlik numarası, tüzel kişilerin ise vergi numarası üzerinden, o kişinin alacaklı veya borçlu olduğu dosyaların çıkartılarak kendisine verilmesini istemesinin başta Kişisel Verilerin Korunması Kanunu olmak üzere mevzuata uygun olmadığı ve ölçülülük ilkesini aşacağı,

İİK’nın 78’inci maddesi uyarınca, ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra UYAP üzerinden, bu sisteme entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağını sorgulayabileceği, bu nedenle icra dosyalarının icra tevzi bürosunca sorgulanması ve dosya bilgilerinin istenmesine ilişkin talebin karşılanmasının mevzuata uygun olmayacağı, avukatların UYAP’a entegre Avukat Portal üzerinden anılan sorguyu yapmasının veya icra dairesine müracaat etmek suretiyle icra dosyası borçlusunun alacaklı olarak yer aldığı takip dosyalarını sorgulamasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Bilgi edinilmesi ile görüş yazımızın Bakırköy İcra Tevzi Bürosuna bildirilmesini rica ederim.

Exit mobile version