Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

Türk Parasının Kıymetinin Korunmasına Dair Cumhurbaşkanının 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir.

ÖZET : Türk Parasının Kıymetinin Korunmasına Dair Cumhurbaşkanının 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.

 

T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 . H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

Esas No : 2022/11101
Karar No : 2023/532

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24.06.2022
SAYISI : 2021/533 E., 2022/1490 K.
DAVA TARİHİ : 14.11.2019
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
TEMYİZ EDEN : Davalı
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30.11.2020
SAYISI : 2019/1122 E., 2020/1463 K.

Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması ve tahliye uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı borçlunun itirazının 48.820,81 TL asıl kira alacağı ve 829,42 TL faiz alacağı üzerinden kaldırılmasına, takibin bu miktar üzerinden devamına, davalı-borçlunun fazlaya ilişkin isteminin reddine, kaldırılan itiraz miktarının %20’si üzerinden belirlenen 9.930,046 TL icra inkar tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı-alacaklıya verilmesine, davacı-alacaklının dosya kapsamı itibariyle kötüniyeti sabit olmadığından davalı-borçlunun tazminat talebinin reddine, davalı borçlunun mecurdan İİK-269/c maddesine göre tahliyesine, karar verilmiştir.

Kararın davalı borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı alacaklı dava dilekçesinde; taraflar arasında 15.04.2018-15.04.2019 dönemini kapsayan kira sözleşmesi yapıldığını, yıllık peşin kaydı ile düzenlendiğini, yıllık peşin tutarın 36.000 Dolar olduğunu, aylık 3000 Dolara tekabül eden ödeme 36.000 Dolar olmalı iken yaklaşık 28.000 Dolar ödeme yapıldığını, bu durumun müvekkili tarafından kabul edilmediğini, 8000 Dolar eksik kalan bakiyenin tahsili amacıyla takip başlatıldığını, borçlunun yasal sürede icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğe göre döviz cinsinden kira kontratı yapamayacak kişilerin Türkiye’de yerleşik kişiler olduğunu, müvekkilinin ise hem Türk hem İngiliz vatandaşı olup, Türkiye’de yerleşik olmadığını bu nedenle yabancı para ile kira sözleşmesi imzalamasının mümkün olduğunu belirterek, borçlunun itirazının kaldırılmasına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve borçlunun kiralanan taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini, talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı borçlu cevap dilekçesinde; aylık kira bedelinin döviz olarak net 3.000 USD şeklinde kararlaştırıldığını, ancak Cumhurbaşkanı Kararıyla sınırlandırılan döviz ve döviz cinsinden sözleşmelerle ilgili olarak 6 Ekim 2018 tarih ve 30557 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren 2018-32/51 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karara ilişkin Tebliğ ile konut ve çatılı iş yeri kiralama sözleşmelerinde yer alan döviz ve döviz cinsinden bedellerin Türk parasına dönüştürülmesine karar verildiğinden kiralananın kira bedelini Türk Lirası olarak ödemek zorunluluğu doğduğunu, bu doğrultuda 15.04.2019-15.04.2020 dönemine ilişkin bir yıllık kira bedeli olan 160.044,00 TL’nin Garanti Bankası Bebek Şubesine ödendiğini ve kira borcu kalmadığını, davanın reddine ve davanın kötü niyetle açılmış olması nedeniyle davacının asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine karar verilmesini, istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı alacaklının Türkiyede yerleşik olmadığından dolar üzerinden kira bedeli belirlenemeyeceğine dair Cumhurbaşkanlığı 32 Nolu kararın kapsamı dışında kaldığının değerlendirildiği, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından sunulan 26/10/2020 tarihli raporda alacaklınıntakip tarihi itibariyle 48.820,81 TL asıl kira alacağı ve 842,66 TL faiz talep edilebileceği gerekçesi ile davalı borçlunun itirazının 48.820,81 TL asıl kira alacağı ve 829,42 TL faiz alacağı üzerinden kaldırılmasına, takibin bu miktar üzerinden devamına, davacı-borçlunun fazlaya ilişkin isteminin reddine, kaldırılan itiraz miktarının %20’si üzerinden belirlenen 9.930,046 TL icra inkar tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı-alacaklıya verilmesine, davacı-alacaklının dosya kapsamı itibariyle kötüniyeti sabit olmadığından davalı-borçlunun tazminat talebinin reddine, davalı borçlunun mecurdan İİK-269/c maddesine göre tahliyesine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; davacının, Türkiye’de yerleşik kişi olduğunu, Cumhurbaşkanlığının 32 nolu kararı kapsamında kira bedelinin Türk Lirası olarak ödendiğini, davacıya kira borcu bulunmadığını, mahkemenin davacının Türkiye’de yerleşik olmadığı kararının hukuka aykırı olduğunu zira, davacının Türk Vatandaşı olması tek başına KHK kapsamında olması için yeterli olduğunu, Feride Alp’in Türkiye’de kanuni yerleşim yerinin bulunduğuna dair dosya muhteviyatında somut emareler bulunduğunu, takip talebinde tahliye konusu yerin adresinin yazılı olmadığını, bilirkişi raporununda kanuna aykırı olması nedeniyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlunun borca itiraz sebeplerini veya başka bir sebeple kendisinden kira bedeli istenemeyeceğini İİK 269/c maddesinde belirtilen nitelikte belge ile de ispatlayamadığı, borçlunun sunduğu ödeme dekontları ile birlikte dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişinin raporunun dosya içeriğine uygun olduğu, davacının 2008 yılından bu yana nüfus kaydına göre Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı vatandaşı olduğu, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararın 2/b maddesinde tanımlandığı şekilde Türkiye’de kanuni yerleşim yerininde bulunmadığından verilen kararda bir hata bulunmadığı gerekçesi ile davalı borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı borçlu vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesini tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK’nın 269. maddesine dayalı adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin ilamsız icra takibinde itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İİK’nın 269., 269/d. maddesi, 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı,

3. Değerlendirme
1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un 1 inci maddesinin verdiği yetki gereğince 07.08.1989 tarihli Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Bakanlar Kurulu kararında değişiklik yapılmasına dair 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, 13.09.2018 tarihli ve 30534 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu karar ile 07.08.1989 tarihli ve 32 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kararın 4 üncü maddesine; “(g) Türkiye’de yerleşik kişilerin Bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dâhil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.” bendi;
“Geçici Madde 8 – Bu Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde, söz konusu bentte belirtilen ve daha önce akdedilmiş yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller Bakanlıkça belirlenen haller dışında; Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenir.” maddesi eklenmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı 2018-32/51 sayılı Tebliğ sonrasında, 16.11.2018 tarihli ve 30597 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2018-32/52)” ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in 8 inci maddesi değiştirilerek son hali verilmiştir.
28.02.2008 tarihli ( 2008-32/34) Tebliğin 8 inci maddesinde yapılan bu değişiklikle;
(2) numaralı fıkrası; “Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.”;
(27) numaralı fıkrası; “Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur.”,
(28) numaralı fıkrası; “Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedeller 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenirken mutabakata varılamazsa; akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu bedellerin 02.01.2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 02.01.2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.
32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.
Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için bu fıkra hükmü uygulanmaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu maddeler uyarınca işbu kararın yürürlük tarihinden önce taraflar arasında akdedilen sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller belirtilen istisnalar dışında taraflarca yeniden belirleneceği, yeniden belirleme konusunda taraflar arasında mutabakata varılmazsa yukarıda yer alan düzenlemeye göre kira bedelinin tespit edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Yine TBK’nın 26’ncı maddesinde; “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” hükmüne yer verilmekle aynı kanunun 27/1. maddesinde ise; kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmelerin kesin hükümsüz olacağı düzenlenmiştir. Türk parasının kıymetinin korunması amacıyla yürürlülüğe konulan mevzuatta 2018 yılında yapılan değişiklik ile döviz cinsinden ve dövize endeksli olarak sözleşme yapma özgürlüğüne sınırlama getirilmekle ekonomik kamu düzeninin korunması amaçlanmış olup bu durumun mahkemelerce resen dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, taraflar arasında 15.04.2018-15.04.2019 tarihleri arası belirli süreli kira sözleşmesi imzalandığı, aylık kira bedelinin 3.000 USD olarak kararlaştırıldığı, davacı alacaklının nüfus kayıt örneği incelendiğinde Türkiye’de yerleşim yeri adresi olduğu anlaşılmaktadır. 13.09.2018 tarihi öncesinde akdedilmiş olan ve halen ifası devam eden sözleşmelerdeki döviz cinsinden olan kira bedellerinin Türk parası cinsinden yeniden belirlenmesi kuralına tabi olduğu ve taraflarca bu yükümlülük yerine getirilmediğinden, ilk derece mahkemesince, 26.10.2020 tarihli bilirkişi raporunun birinci alternatif olarak hesaplanan kısımına göre itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Exit mobile version