Site icon İcra Hukuku | İcra ve İflas Hukukuna Dair Her Şey….

İİK'nın 8. maddesi kapsamında itiraza ilişkin bir tutanak düzenlenip düzenlenmediği noktasında itiraz dilekçeleri şikayetçi tarafından adi posta yolu ile değil iadeli-taahhütlü olarak icra dairesine gönderilmiştir. İcra memurunca teslim alındığına ilişkin alındı belgeleri üzerinde icra memur ad-soyad, sicil numarası ve elle yazılmış 28.06.2021 tarihi bulunmaktadır. Bu husus yalnızca PTT Müdürlüğü yazı cevabı ile değil icra memurluğu tarafından verilen yazı cevabı ile de teyit edilmiştir. İtiraz dilekçelerinin muhataba teslimine ilişkin alındı makbuzları üzerinde bulunan icra katibi ad-soyad, sicil numarası ve tarih dikkate alındığında bunun bir nevi havale/tutanak niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup hak kaybına yol açacaktır.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 30.11.2023 T. E: 7728, K: 8105

Yukarıda tarih ve numarası yazılı İlk Derece Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi 3. kişi şirketler vekili; müvekkili olan şirketlere haciz ihbarnameleri gönderildiğini, her 3 şirkete de gönderilen ikinci haciz ihbarnamelerinin müvekkil şirketlere 22.06.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, kendilerine tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamelerine karşı 3 şirketin de 23.06.2021 tarihli dilekçeler ile borçlu M. Kara’ya herhangi bir borçlarının olmadığını belirttikleri itiraz dilekçelerini 25.06.2021 tarihinde PTT’ye teslim ettiklerini, iadeli taahhütlü olarak gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesine itiraz dilekçelerinin itiraz süresi dolmadan 28.06.2021 tarihinde Manisa 4. İcra Müdürlüğüne de ulaştığını, ancak ilgili icra müdürlüğü tarafından işbu itiraz dilekçelerinin 89/2 haciz ihbarnamesine itiraz olarak değil, maaş bilgisi evrakı olarak UYAP’a kaydedildiğini, itiraz dilekçelerinde açıkça 22.06.2021 tarihinde kendilerine tebliğ edilen evraka cevap verildiği ve borçlunun herhangi bir alacağının bulunmadığını belirten müvekkil şirketlerin icra memurunun evrakı UYAP’a yanlış kaydetmesi sonucu dosyada borçlu durumuna düştüklerini belirterek müvekkil şirketlerin takip dosyasına borçlu olarak eklenmesi işleminin kaldırılmasına ve aleyhine uygulanan hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince 2021/655 E. 2021/725 K. sayılı kararla şikayetçilerin iddiaları yerinde görülerek, icra memurunun işleminin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle şikayetin kabulüne karar verilmiş, alacaklı vekilince istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu esastan reddedilmiş, temyiz üzerine dairemizce “…..Somut olayda, 89/2 haciz ihbarnamelerinin şikayetçi şirketlere 22.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği, haciz ihbarnamelerine itirazların PTT aracılığı ile yapıldığı, her ne kadar PTT tarafından itirazların 28.06.2021 tarihinde icra müdürlüğüne ulaştığı bildirilmiş ise de itiraz dilekçeleri hakkında icra müdürlüğü tarafından tutanak düzenlenmediği, itiraz dilekçelerinin de UYAP kayıt tarihlerinin ise yasal 7 günlük itiraz süresinden sonra 01.07.2021 olduğu, buna göre haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edildiğinin kabulüne olanak bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince direnme kararı verilmiştir.

Somut olayda; İİK’nın 8. maddesi kapsamında itiraza ilişkin bir tutanak düzenlenip düzenlenmediği noktasında itiraz dilekçeleri şikayetçi tarafından adi posta yolu ile değil iadeli-taahhütlü olarak icra dairesine gönderilmiştir. İcra memurunca teslim alındığına ilişkin alındı belgeleri üzerinde icra memur ad-soyad, sicil numarası ve elle yazılmış 28.06.2021 tarihi bulunmaktadır. Bu husus yalnızca PTT Müdürlüğü yazı cevabı ile değil icra memurluğu tarafından verilen yazı cevabı ile de teyit edilmiştir. İtiraz dilekçelerinin muhataba teslimine ilişkin alındı makbuzları üzerinde bulunan icra katibi ad-soyad, sicil numarası ve tarih dikkate alındığında bunun bir nevi havale/tutanak niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup hak kaybına yol açacaktır. İtiraz dilekçelerinin adi posta ile gönderilmiş olması halinde alındı makbuzu bulunmayacağından, bu halde UYAP kayıt tarihinin esas alınması gerekecektir. Ancak yukarıda belirtildiği gibi icra memuru tarafından alındı makbuzu üzerinde bulunan ibareler havale niteliğinde kabul edilmelidir.

O halde İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararının değerlendirilmesinde, İlk Derece Mahkemesi yukarıda izah edilen sebeplerle yerinde olduğu anlaşılmakla, daha önce verilen kararın onanması gerekirken Dairemizce bozulduğu anlaşılmakla, direnmeye ilişkin kararın onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun İlk Derece Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 269,85 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline 30.11.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Exit mobile version