T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2024/2171
KARAR NO: 2024/7347
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 21/12/2023
NUMARASI : 2023/1566-2023/2085
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Adi kiraya ve hasılat kiralarına ait (örnek 13) ilamsız takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, borçlu vekili tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nce şikayetin,takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren yasal yedi günlük süreden sonra yapıldığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği görülmektedir.
7201 sayılı Kanun’un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK’nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur.
Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK’nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur.
Öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçi borçlunun bildirdiği tarih esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu’nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçi borçlu M. C. dışında M. K.’nın da borçlu olarak yer aldığı, UYAP sorgu sisteminden yapılan incelemede; her iki borçlunun ayrı ayrı vekili olan Av. Ş. Ö.’in ilk olarak dava dışı borçlu M. K. ‘ya ait vekaletnameyi 10.05.2023 tarihinde icra dosyasına sunduğu ve aynı tarihte harçlandırdığı, icra müdürlüğü tarafından vekaletnamenin 11/05/2023 tarihinde onaylanması ile vekil kaydının gerçekleştiği ve bu tarihten itibaren dava dışı borçlu M.K. vekili olarak UYAP sorgu sisteminde bulunan evraklara erişim imkanı elde ettiği ancak, şikayetçi borçlu M.C. ait vekaletnamenin ise vekili Av.Ş. Ö. tarafından 18.05.2023 tarihinde icra dosyasına sunulduğu ve aynı tarihte harçlandırıldığı, icra müdürlüğü tarafından vekaletnamenin 23.05.2023 tarihinde onaylanması ile vekil kaydının gerçekleştiği ve bu tarihten itibaren şikayetçi borçlu M. C. vekili olarak UYAP sorgu sisteminde bulunan tüm evraklara erişim imkanı elde ettiği anlaşılmaktadır.
Buna göre; Bölge Adliye Mahkemesince tebliğ işleminden haberdar olunduğu kabul edilen 11.05.2023 tarihinde takip dosyasında, şikayetçi borçlu M. C. temsilen herhangi bir vekaletname bulunmadığı nedenle dava dışı borçlu M. K. vekili olarak 11.05.2023 tarihinde UYAP sorgu sisteminde bulunan evraklara erişim imkanı elde edilmesinin şikayetçi borçlu M. C. bağlamayacağı zira vekilin, o tarihteki müvekkili ile ilgili evrakları göz önüne alacağı tabiidir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin sürede olduğunun kabulü ile istinaf sebeplerinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :
Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 21.12.2023 tarih ve 2023/1566 E. – 2023/2085 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.09.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.