Davacı borçlu dava dilekçesinde; taraflar arasında yapılan 26.10.2015 ve 15.05.2018 tarihli sözleşmelerin olmayan ilam niteliğinden yararlanıp ihtiyati haciz kararı alındığını, bu sözleşmelere konu borcun ödenmiş olduğunu, senetlerin vadesinin henüz gelmediğini belirterek icra takibinin iptalini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı alacaklı tarafından verilen cevap dilekçesinde; D.li Asliye Ticaret Mahkemesinde 2020/462 Esas sayılı menfi tespit davasının daha önce aynı konuda açılmış bir dava olduğunu ve derdestlik oluşturduğunu, davayı açmakta hukuki yarar olmadığını, davanın esastan da reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun; D.li 8. İcra Dairesi’nin 2020/2425 Esas sayılı icra takip dosyası ile yapılan icra takibinin, takip öncesi itfa nedeni ile icrasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceği hususu olduğunu, ilama dayalı takipte borcun ödendiği iddiasının İİK’nın 33. maddesinde belirtilen belgelerle ispat edileceğini, davacı tarafça sunulan belgelerin İİK’nın 33. maddesinde düzenlenen şekilde itfaya ilişkin belge olmadıkları sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine, İİK’nın 24. vd. maddelerinde tazminat düzenlenmediğinden, yasal şartları bulunmadığından, davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı borçlu istinaf başvuru dilekçesinde; dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece verilen karara karşı davacı borçlu tarafından sunulan istinaf dilekçesi ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme neticesinde şikayet dilekçesi esasında ilamlı takip öncesi ödemeye dayalı olsa da dilekçenin 5. maddesinde “15.05.2018 tarihli sözleşmenin olmayan ilam niteliğinden yararlanıldığı” belirtilerek 15.05.2018 tarihli sözleşmenin ilam niteliğinde olmadığınnın da iddia edildiği, ilamla takiplerle ilgili herhangi bir şikayette takibe dayanak belgenin ilam niteliğinin olmadığı kamu düzeni gereğince resen dikkate alınmasının gerektiği, (İİK 32. ve 38. maddeler) (Yargıtay 12.H.D 2018/5079 Esas, 2019/810 Karar; 2020/1342 Esas, 2279 Karar) somut olayda; ilamlı takibe dayanak yapılan 15.05.2018 ve 26.10.2015 tarihli sözleşmeler incelendiğinde 15/05/2018 tarihli ek sözleşmede yalnızca “Avukatlık Yasasının 35/A maddesine göre anlaşma yapıldığı ve önceki senetlerin geri verilip yeni senetler verileceği, önceki 26.10.2015 tarihli sözleşmenin geçerli olduğunun” belirtildiği görülmüş olup 26.10.2015 tarihli sözleşmede ise “1. ve 2.sınıf doğaltaş satımı yapılacağı, her ay fatura kesileceği, mermer ocağının devredileceği ve 167.000,00 USD’nin kapora olarak ödeneceği belirtildikten sonra kalan bakiye 220.000,00 USD için aylık bedeli 7.000,00 USD ila 10.000,00 USD arasında senetler düzenleneceği, senetlerin sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğu, senetlerin tek başına icraya konulamayacağı, alıcının senetleri ödeyeceği” belirtilmiş, 15.05.2018 tarihli sözleşmede borç miktarı yazılı değildir. 26.10.2015 tarihli sözleşmede ise Avukatlık Yasasının 35/A maddesine göre düzenlendiği yazılı olmadığı gibi, 15.05.2018 tarihli sözleşmedeki 26.10.2015 tarihli sözleşmeye atıf gereğince Avukatlık Yasasının 35/A maddesine göre düzenlendiği kabul edilse dahi 26.10.2015 tarihli sözleşmede borçlu olunan miktar ve ödeme tarihi yazılı olmadığı gibi mermer ocağı devri ve doğaltaş satımına bağlı senet düzenlendiği ve alacağın yargılamayı gerektirdiği sabit olduğundan bu sözleşmelerin Avukatlık Yasasının 35/A maddesi kapsamında ve ilam niteliğinde sayılamayacağı gerekçeleriyle icra takibinin iptali gerektiğinden istinaf başvurusunun esastan kabulüne ve şikayetin kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı cevap dilekçesini tekrarlayarak, istinaf kararına karşı yasal süresi dahilinde temyiz kanun yoluna başvurduklarını belirtmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icranın geri bırakılması talebi ve ilam niteliğinde olmayan sözleşmeye dayalı takibin iptali talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İcra İflas Kanunu 36. madde, Avukatlık Kanunu 35. madde
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 23.03.2023 T. E: 2022/8909, K: 2017